Günahlar Dua Etmeye Engel Değildir

By | 4 Kasım 2014

Dua(Onlar mı hayırlıdır) yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık ueren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren… mi?”

Açıklama:

Böylesi bir şey insanlar hakkında söylenebilse de Yüce Yaradan hakkında söylenemez. Çünkü Aziz ve Celil olan Allah kullarına lütufkârdır, O merhametlilerin en merhametlisidir. O sana anne babandan, hatta senden daha merhametlidir. Nitekim sana lütuf ve merhametiyle muamele ede ede seni buna alıştırdı. Sendeki tüm nimetler O’nun (c.c.) lütuf ve merhametiyledir. Sana adaletle ve hak ettiğine göre muamele etseydi öyle helak olurdun ki!

Öyleyse Rabbine karşı hüsn-ü zan beslemeli, rahmetinin ve kereminin büyüklüğüne görmelisin. Ser ne kadar günahkâr ve asi olursan ol O’nun hilim ve mağfireti seni yine kuşatır. Durum ne olursa olsun sıkıntıda olan kişinin dua ettiğinde duasını kabul etmesi Allah’ın (c.c.) rahmetindendir.

İbn Kesir (rh.a) der ki: “Yani: Darda kalanın tek sığınağı ve zarara uğrayanların zararını def eden yegane zat mı?”

“Darda kalan”: İbn Abbas -radıyallâhu anh- “Bu çıkmaza girmiş ve bitkin düşmüş kişidir” demiştir.

Sehl b. Abdullah (rh.a) der ki: “Bu elini açıp dua ederken, tevessül edebile ceği ve hatırı için isteyeceği hiçbir güzel ameli bulunmayan kimsedir.”

Beğavi (rh.a): “Sıkıntılı ve dertten yorgun ve bitkin düşmüş kimsedir’ demiştir.

“Sıkıntıyı gideren”: Kurtubi’nin (rh.a) söylediğine göre sıkıntının anlamı dokunan zarardır.

Alusi (rh.a) der ki: “Yani Allah (c.c.) kişinin başına gelen belayı ve nahoş hali giderir.”

Bir zat şöyle der: “Sıkıntıda kaldığında dua eden herkesin duası kabul edilir ve duasının faydasını dünyada veya ahirette mutlaka görür. Çünkü dua bi şey istemektir. O şey verilmezse daha değerlisi verilir, şimdi verilmezse ileride verilir.”

Kurtubi (rh.a) der ki: Yüce Allah dua ettiğinde darda kalmışın duasına icabet edeceğini garantilemiş, kendisinden böyle bahsetmiştir. Çünkü kişiyi Allah (c.c.) a yönelmeye iten şey ihlası ve samimiyetidir, kalbinden Allah’dan (c.c.) gayrisini silmesidir. İhlasın ise -mü’minden veya kafirden, itaatkardan veya asiden gelsin- Yüce Allah katında özel bir yeri ve dokunulmazlığı vardır.

Nitekim Yüce Allah “Sizi karada ve denizde gezdiren O’dur. Hatta siz gemilerde bulunduğunuz, o gemiler de içindekileri tatlı bir rüzgârla alıp götürdükleri ve (yolcular) bu yüzden neşelendikleri zaman, o gemiye şiddetli bir fırtına gelip çatar, her yerden onlara dalgalar hücum eder ve onlar çepeçevre kuşatıldıklarını anlarlar da dini yalnız Allah’a halis kılarak: Andolsun eğer bizi bundan kurtarırsan mutlaka şükredenlerden olacağız” diye Allah’a yalvarırlar” (Yunus: 22) Allah (c.c.) “Fakat onları sâlimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (Allah’a) ortak
koşmaktadırlar.” (Ankebut: 65) buyurmuştur. Onların küfür ve şirklerine tekrar döneceklerini bile bile zorda kalıp içten dua ettiklerinde dualarını kabul eder. Allah (c.c.) “Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O’na has kılarak (ihlâsla) Allah’a yalvarırlar.” buyurmuştur. İşte Allah (c.c.) acınacak halinden ve duadaki samimiyetinden dolayı zorda kalmışın duasını kabul eder.”

Yüce Allah zorda kaldıklarında müşriklerin duasını kabul ettiğine göre, kusurları da bulunsa mü’minlerin dualarını çoktan kabul eder. Onun için Süfyan-ı Sevri (rh.a) “Duayı bırakmayın ve kendiniz hakkında bildiğiniz olumsuz şeyler dua etmenizi engellemesin. Çünkü Yüce Allah yaratıkların en şerlisi olduğu halde İblis’in duasına icabet etmiştir. Yüce Allah şöyle buyurur: “(İblis): Rabbim, öyleyse bana diriltilecekleri ana kadar mühlet ver, dedi. Allah: Pekala, sen mühlet verilenlerdensin, dedi.” (Sad: 79, 80) .

Birisi Malik b. Dinar’a (rh.a) gelerek “Allah aşkına senden bana dua etmeni istiyorum. Zor durumdayım” deyince o “Öyleyse Allah’tan iste; zira O, dua ettiğinde zor durumdaki kişinin duasını kabul eder.” dedi.

Abdullah B. Ebi Salih (rh.a) der ki: Hastayken Tavus ziyaretime geldi. “Bana dua et, ey Abdullah”dedim. “Sen kendin dua et; çünkü Allah darda kalmışa dua ettiğinde icabet eder.” dedi . Bekr el-Müzeni’den de böylesi bir söz rivayet edilmiştir