Gıybet Ve Koğuculuğun Yasaklanması

By | 24 Ağustos 2014

namaz-kildiran-seccade

 

Dünyanın Hakikati, Âfeti Ve MaksadıGıybet Kur’an-ı Kerim’in açık ayetiyle yasaklanmış ve gıybet etmek kardeşinin etini yemeye benzetilmiştir.

Allah-u Teâlâ Kur’an’da şöyle buyuruyor:

“Birbirinizi gıybet etmeyiniz! Kim kardeşinin etini yemekten hoş­lanır?” (Hücurat/12)

Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Müslümanın müslümana, malı, canı ve namusu haramdır.”

Gıybet, burada ırzın (namusun) içinde zikredilmiştir.

Ebu Zer (r.a.) dedi ki Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Birbirinizi haset, buğz ve gıybet etmeyin. Almayacağınız malı satın almak ister görünerek iş kızıştırıcılık yapmayın, birbirinize olan sevginizi azaltmayın! Allah’a kullukta, kardeş olunuz!”

Cabir ve Ebu Said (r.a.) Rasûlüllah (s.a.v.)’tan şöyle rivayet ettiler: “Gıybet etmeden sakınınız, zira gıybet zinanın günahından daha bü­yüktür. Çünkü, zina eden tevbe ederse bağışlanır, ama, gıybet eden, gıybet edilen bağışlamadıkça bağışlanmaz!”

Enes (r.a.)’ten rivayetle Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Miraç gecesi bir kısım insanla karşılaştım, onlar tırnaklarıyla yüzleri­nin derilerini yüzüyorlardı. Cebrail’e, “bunlar kimdir?” diye sordum.

Cebrail:

“— Bunlar gıybet eden ve insanların namus ve haklarında iyi konuş­mayanlardır” dedi.

Cabir ibni Süleyman (r.a.) dedi ki:

Rasûlüllah (s.a.v.)’ın yanına giderek Rasûlüllah’a, “bana faydalanaca­ğım öğüt ver” dedim.

Buyurdu ki:

“İyilikten hiçbir şeyi aşağı görme, su taşırken müslüman kardeşin iste­diği vakit ona su ver ve yüzünü ekşitme. Devamlı müslümanlara karşı güler yüzlü ol ve asla gıybet etme!”

Berra (r.a.)’dan naklen Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Rasûlüllah (s.a.v.) bir cuma öyle bir hutbe verdi ki, evlerin eşiklerin­den dahi işitildi. Şöyle diyordu:

“Ey diliyle inanıp, kalbiyle iman etmeyen topluluk, müslümanları gıy­bet etmeyiniz! Müslümanların ayıp ve kusurlarını açığa çıkarmayın. Kim müslüman kardeşinin kusurunu açığa çıkarır ve onu araştırırsa, Allah da onun ayıplarını araştırır ve evinin ortasında rezil eder.”

Rivayet edildiğine göre Allah Musa’ya (a.s.) şöyle bildirdi:

“Kim gıybetten tevbe ederse, cennete en son girecektir. Kim de gıybet etmeye devam ederse, cehenneme ilk girenlerden olacaktır.”

Enes (r.a.) dedi ki Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle emretti:

“Rasûlüllah (s.a.v.) herkese birgün oruç tutmasını emretti. Kendisinden izin alınmadıkça oruçların bozulmamasını istedi. O gün herkes oruç tuttu. Sahabeden biri gelerek:

“— Ey Allah’ın Rasûlü bugün oruç tuttum, izin ver de iftar edeyim” dedi. Rasûlüllah onun iftar etmesine izin verdi. Böyle bir kaç kişi izin istedi ve hepsine izin verdikten sonra birisi daha geldi.

“— Ey Allah’ın Elçisi, evde iki genç oruçlu, utandıklarından sana gele­mediler. İzin verirsen oruçlarını açsınlar” dedi.

Rasûlüllah (s.a.v.) izin vermedi. Adam üç kere istediğini tekrarlayınca Rasûlüllah şöyle buyurdu:

“Gündüz müslüman kardeşinin çiğ etini yiyen nasıl oruç tutmuş olur ki. Onlar oruç tutmadılar. Git onlara şayet oruçlularsa kusmalarını iste…

Adam gitti Rasûlüllah’ın dediklerini onlara anlattı. Onların herbiri birer pıhtılaşmış etli kan kustular. Adam geri gelerek olayı anlattı.

Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Allah’a yemin ederim ki. şayet midelerinde kaldıysa, onları da cehen­nem ateşi yiyecektir.”

Enes (r.a.) dedi ki, Rasûlüllah (s.a.v.) bir hutbede faizin günahının bü­yüklüğünden bahsetti.

“Kişinin faizden aldığı en düşük miktar, günah bakımından kişinin otuz altı kere zina etmesinden büyüktür. Halbuki faizin en çirkini de müslü- manın şerefi ve ırzına tecavüzdür.”

NEMİME: (KOĞUCULUK-Laf taşımak)

Koğuculuk çirkin kınanmış huylardandır. Allah-u Teâlâ şöyle buyuru­yor:

“Laf taşıyarak koşanlnrın, kaba, haşin ve kulakları kesiktir,” (Ka­lem/l 1-13)

Abdullah ibni Mübarek ayetteki “Zenim” kulağı kesiği, veledi zina ola­rak, söz tutamayan şeklinde yorumladı. Zira arkadan laf yetiştirmek söz tut­mamak, veledi zina olarak yorumlanmıştır.

Ayet-i kerime:

“Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi, ayıplamayı kendine adet edinenin vayhaline!” (Hümeze/l)

“Hiimeze” (laf taşımak-nemime) olarak yorumlandı.

Rivayet edildiğine göre Ebu Leheb’in hanımı nemineydi -laf taşıyan-. Adeta hammal gibi sağa sola laf taş dığı için bu ayet indi:

“Karısı da odun hummalıydı.” (Leheb/4)

“Rivayet edildiğine göre, Nuh (a.s.)’un hanımı kavmine “Nuh delidir!” dedi. Lut (a.s.)’un hanımı da kavmine Lut (a.s.)’a gelen misafirleri anlatırdı.”

Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Söz taşıyan (nemime) cennete giremez!”

Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki, Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Allah’ın yanında en sevimliniz, ahlâkı güzel, ailesine karşı iyi davra­nan, ülfet eden ve ülfet edilendir. Allah’ın yanındaki en sevimsiz olanınız, söz taşıyan, arabozuculuk yapanlar, diğerlerinin kusurlarını açığa çıkaranlar­dır…”

 

“Rasûlüllah (s.a.v.) buyurdu:

—                   Size en şerlilerinizi bildireyim mi?”

Sahabe:

“— Evet!” dediler.

Rasûlüllah (s.a.v.):

“— Söz taşımak için yol yürüyenler, arabozuculuk yapanlar ve doğru kişilerin kusurlarını arayanlardır” buyurdular.

Ebu Zer (r.a.)’den naklen Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Kim haksız olduğu halde müslüman bir kardeşine çirkin bir laf söy­lerse, Allah o lafından dolayı kıyamet günü onu cehenneme atar.”

Ebu Derda (r.a.)’dan nakille Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Kim kötülük maksadıyla dünyada birisinde olmayan bir kötülüğü ya­yarsa, kıyamet günü Allah-u Teâlâ o kelimeyle birlikte onu cehenneme atar.”

Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayetle Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Kim müslüman birisinin şahitliğini yapmaya (onun hakkında konuş­maya layık değilse) layık olmadığı halde şahitlik yaparsa cehennemdeki ye­rini hazırlasın!”

Rivayet edildiğine göre kabir azabının üçte biri söz taşımaktan dolayı­dır.”

İbni Ömer (r.a.) Rasûlüllah (s.a.v.)’tan şöyle rivayet etti:

“Allah-u Teâlâ cenneti yarattığı zaman, ona konuş dedi.

Cennet dedi ki: “Bana girene ne mutlu!”

Allah-u Teâlâ da dedi ki:

—                     Sana insanlardan sekiz kısmı giremez.

1-                   İçki içen, alkolikler.

2-                      Zina etmeye devam edenler.

3-                      Söz taşıyan insanlar.

4-                      Deyyuslar. (Kadın satanlar).

5-                      İnsanlara zulmeden devlet memurları.

6-                    Akrabaları ziyaret etmeyenler.

7-                      Kadınlaşan erkekler.

8-      Allah adına söz verdikten sonra onları yerine getirmeyenler.

Kaab ibni el-Ahbar dedi ki:

Musa (a.s.)’ın kavmine kıtlık geldiği bir zaman Hz. Musa (a.s.) yağmur duasına çıkarak Allah’tan yağmur istedi. Yağmur yağmadı. Allah Musa (a.s.)’ya şöyle bildirdi:

“İçinizde söz taşıyan insanlar var oldukça duanız kabul edilmez!”

Hz. Musa (a.s.):

“— Ey Allah’ım, söz taşıyanı bildir de onu aramızdan çıkaralım.”

Allah (c.c.) buyurdu ki:

“— Ey Musa size söz taşımayı yasaklıyorum. O’nun ismini vererek söz taşıyıcı mı olayım?”

Bunun üzerine Musa (a.s.) kavmini topladı ve hep beraber tevbe ettiler. Allah tevbelerini kabul etti ve hayırlara nail oldular.

Rivayet edildiğine göre bir adam yedi meseleyi öğrenmek için bir ali­min arkasından yediyüz mil yürüdü. Bu kadar mesafe katettikten sonra, alim ona dönünce, adam şöyle dedi:

“— Allah’ın sana vermiş olduğu ilmi bana öğret!”

1-                      Göklerden daha ağır ve büyük olan nedir?

2-                      Yerden daha geniş olan nedir?

3-                      Taştan daha katı olan nedir?

4-                      Ateşten daha yakıcı olan nedir?

5-                      Zemherirden daha soğuk olan nedir?

6-                      Denizden daha zengin olan nedir?

7-                      Yetimden daha aşağı olan nedir?

Alim bu sorulara şöyle cevap verdi:

1-                      Namuslu bir kişiye iftira atmak, göklerden daha büyüktür.

2-                      Hak, (doğruluk) yerden daha geniştir.

3-                      İmansızın kalbi taştan daha katıdır.

4-                      Hırs ve hased ateşten daha yakıcıdır.

5-                      Muzdarip olanın kalbi, zemheririn soğuğundan daha soğuktur.

6-                      Kanaatkâr olanın kalbi denizden de zengindir.

Söz taşımacılığı yapanlar yetimlerden de zelildir.