Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Ancak Allah’a ve ahiret gününe iman edenler, camileri imar ederler.” (Tevbe/18) Cami yapanlar için cennette köşkler yapılacağı birçok rivayetle belirtilmiştir.
Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“— Kim Allah için cami yaparsa, Allah ta onun için cennette köşk yapar.”
“Camiye girdiğiniz zaman oturmadan iki rekat namaz kılın!”
“Camiye komşu olanın namazı ancak camide kılınmalıdır.”
“Camide namaz kıldığı zaman, konuşmadıkça, melekler ona şöyle dua ederler: ‘Allah’ım ona selamet ver. Allah’ım o mescidden çıkmadan, bütün günahlarını bağışla!”
“Kıyametin kopmasına yakın zamanda, ümmetimden bir kısım insan çıkacak, mescidte halka halka otururlar, yalnız bütün düşünceleri ve konuşmaları dünya ve dünya sevgisiyle ilgilidir. Onlarla oturmayınız, Allah’ın onlara ihtiyacı yoktur.”
Allah-u Teâlâ birkaç kutsal kitapda şöyle buyurdu:
“Benim yerim, evlerim olan camilerdir. Ziyaret yerlerim aş evleridir. Ne mutlu o kimseye ki, camilerde ibadet ederek nefsi duygularından arınırlar. Daha sonra beni aşevimde, insanların karınlarını doyurarak ziyaret ederler. Ziyaret edene ikram etmek ev sahibinin görevidir.
“Camilere devam edenin imanına tanıklık ediniz.”
Müseyyib ibn-i Said dedi ki:
“Mescidte oturmak Allah’la oturmak gibidir. Camilere gidenler orada sadece hayırlı şeyler konuşsun!”
Rivayet edildiğine göre şöyle denildi:
“Camilerde dünyayla ilgili konuşanlar, hayvanların otları yemesi gibi, iyilikleri yer bitirir.”
Nehai (k.s.) dedi ki:
“Selefi salihin, gece karanlığında mescide doğru yürümeniz cennete nail olmaya sebeptir.”
Enes İbni Mâlik (r.a.) dedi ki:
“Kim bir mescidde bir kandil yakarsa, o kandilin ışığı mescidi aydınlattığı müddetçe melekler ve arşı taşıyanlar onu bağışlaması için Allah’a dua ederler.”
Hz. Ali (k.v.) şöyle dedi:
“Kişi vefat ettiğinde, yeryüzünde namaz kıldığı yerler, onun için ağlar” dedi. Ve şu ayeti okudu:
“Ne gök, ne de yer onlar için ağlamadı. Onlara beklemeleri için zaman verilmedi.” (Duhan/29)
İbn-i Abbas (r.a.) dedi ki:
“Vefat eden mü’min kişi için yer kırk sabah devamlı ağlar.”
Ata Horasanı (k.s.) dedi ki:
“Yeryüzündeki bütün toprak parçaları, kendi üzerinde secde eden müminler için bağış diler ve öldüğü gün yas tutar.”
Enes ibn-i Malik (r.a.) dedi ki:
“Üzerinde namaz kılınan ve zikir edilen toprak parçası diğer toprak parçalarına göre övünür. Bu övünüşü yedi bölge ötedeki topraklarda işitir. Bütün yerler namaz kılanlar için süslenir.”
Denildiğine göre:
“Bütün topraklar, üzerinde namaz kılanlar için “Salâtü Selâm” getirir, namaz kılmayanlar için lanet ederler.”