Bazı kadınlar hayatından usanır, kocasının geçim şartlarına razı olmaz ve falanca kimse veya akrabalarından biri gibi olmaya özenerek ulaşılması zor eğilim ve arzularını gerçekleştirmek için kendisini iyice umut dünyasına bırakır.
Allah’u Teala şöyle buyuruyor: “Onlardan bir kısmına bunlarla kendilerini imtihan edelim diye dünya hayatının süsü olarak verip faydalandırdığımız şeylere gözlerini dikme! Rabbinin rızkı ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. ”
Nefsini yatıştırman için Nebi sallallâhu aleyhi vesellem’in insanlara rızayı öğreten şu hadisini çok iyi düşünmelisin. Şöyle buyuruyor:
“Sizden aşağıda olana bakın sizden yukarıda olan değil. Bu Allah’ın nimetini hafife almamanız için daha iyidir.”
Açıklama:
Ey müslüman hanım! Kocayı, tahammül edip güç yetiremeyeceği şeylerle zora sokmak, aklın zayıflığından ve imanın noksanlığından gelir. Eğer her şeyde kendinle başkalarını kıyaslamak sende bir ahlak haline gelmişse bu evlilik hayatında sıkıntı ve zorluklar çekeceğin anlamına gelir. Allah’u Teala insanları bir yaratmamıştır. Beyaz-siyah, zengin-fakir ve kuvvetli-zayıf olarak yaratmıştır. Hayat, ancak insanların derecelerinin farklılığı ile düzgün bir hal alabilir.
Ey müslüman hanım! Şunu da anlamalısın ki, para hoş bir şeydir, bunda kuşku yok. Para, harcama zevkini daha fazla tatmin etmene vesile olmaktadır. Fakat üzerine sevgi kanadının gerildiği bir ev, mutluluğunu maldan başka şeylerde bulacaktır. Yalnız başına mal mutlu bir evliliğin temeli değildir. Bazen en önemli sebeplerden biri olsa da hiçbir zaman tek sebep bu olamaz.
Peki, koca, malı olmayan fakat içi Allah ve Resûlü’ne iman, eşine ve evine sevgiyle dolu bir kalbe sahip olursa ne olur?
Akıllı bir eş, sevgi dolu bu kocaya razı olup malın bazen mutluluk nedeni olsa da çoğunlukla eşlerin mutsuzluk nedeni olduğunu bilendir.