Gece Uyanıp Gece Namazı ve Vitir Namazı Kılmak

By | 28 Ekim 2014

her-gecenin-ikinci-yarisinda-dua-ve-istigfar-etmenin-fazileti• Abdullah İbn Ömer’den nakledilmiştir: “Birisi gelip Resûlullah’a -sallallâhu aleyhi vesellem- gece namazının nasıl kılınacağını sordu ve Resûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle cevap verdi:

“Gece namazı ikişer rekât halinde kılınır. Fakat sizden biri sabah namazının vaktinin gireceğinden endişe ederse bir rekât kılar. Böylece bu bir rekâtlık namaz onun daha önce kıldığı rekâtları tekleştirir ( vitir).”

• Nâfi‘in naklettiğine göre Abdullah İbn Ömer vitir namazı kıldığında iki rekât ile tek rekât arasında selâm verir ve hatta bu arada bazı ihtiyaçları için talimatlar verdikten sonra kalan bir rekâtı kılardı.

Küreyb nakletmiştir: Bir gece Abdullah İbn Abbâs teyzesi Meymûne’nin yanında kalmış ve o gece yaşananları şöyle aktarmıştır: “Ben yastığın uç kısmına enlemesine uzandım. Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- da eşiyle birlikte yastığa uzunlamasına yattı ve uyudu. Gece yarısı olduğunda veya gece yarısına yaklaştığımızda uyandı ve uykusunu dağıtmak için yüzünü ve gözlerini ovuşturdu. Ardından Âl-i İmrân suresinden on âyet okudu. Sonra kalkıp duvarda asılı olan su kabını indirip güzelce bir abdest aldı ve namaz kılmaya başladı. Ben de aynen onun yaptıklarını yaptım ve namaz kılmak üzere yanma durdum. Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- sağ eliyle başımdan tuttu ve sonra kulağımı hafifçe tutup okşadı. Toplam on iki rekât namazı ikişer rekât halinde kıldı ve en sonunda tek bir rekât daha kılıp uzandı. Bir süre sonra müezzin gelip sabah namazı vaktinin girdiğini bildirdi. Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- bunun üzerine kalkıp iki rekât daha namaz kıldı ve sonra çıktı ve mescide gidip sabah namazını kıldırdı.”

• Abdullah İbn Ömer’den nakledildiğine göre Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur:

“Gece namazı ikişer rekât halinde kılınır. Gece namazını bitirmek istersen bir rekât daha namaz kılarsın. Böylece bu bir rekâtlık namaz onun daha önce kıldığı rekâtları tekleştirir (vitir).” Kâsım şöyle demiştir: “Biz ergenlik çağına girip aklımız erdiğinden beri insanların vitir namazını tek selâmla üç rekât olarak kıldıklarını gördük. Bununla birlikte vitir namazının iki artı bir rekât, yani üç rekâtın İkincisinde selâm verip üçüncü rekâtı tek olarak kılmada bir sakınca bulunmadığını düşünüyorum; bunların ikisi de caizdir.”

• Urve İbnu’z-Zübeyr, Hz. Aişe’den nakletmiştir: “Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- gece namazını on bir rekât kılardı. O -sallallâhu aleyhi vesellem-, gece namaz kılarken sizden birinizin elli âyet okuyabileceği kadar bir süre başını kaldırmadan secdede beklerdi. Sabah namazından önce de iki rekât namaz kılar ve sonra da müezzin haber verene kadar sağ yanı üzerine uzanırdı.”

Açıklama:

İmam Müslim’in naklettiğine göre (İkişer rekât halinde) diye tercüme ettiğimiz kelimesinin ne anlama geldiğini Ukbe İbn Harîs Abdullah İbn Ömer’e sormuş ve İbn Ömer ona şu cevabı vermiştir: “Her iki rekâtta bir selâm verirsin.”

Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- vitir namazını hiç ara vermeden tek selâmla üç rekât olarak da kılmıştır. Ayrıca ilk iki rekâttan sonra arada selâm vererek son rekâtı ayrı olarak da kılmıştır. Onun vitir namazını her iki şekilde de kıldığına dair rivayetler sahihtir. Ebu Davud’un Urve yoluyla Hz. Aişe -radıyallâhu anhâ-’dan naklettiğine göre: “Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem- yatsı namazını kıldıktan sonra sabah namazına kadar on bir rekât namaz kılardı ve her iki rekâtta bir selâm verirdi.” Bu iki rivayet İmam Buhârî ile İmam Müslim’in şartlarına uygundur.

Bu rivayetler esas alınarak vitir namazı dışındaki nafile namazların iki rekâttan az olamayacağı söylenmiştir. Selef âlimleri vitir namazının üç rekât halinde kılınması ile son rekâtın ilk iki rekâttan ayrı kılınması durumlarından hangisinin daha faziletli olduğu konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir. el-Esrem’in naklettiğine göre Ahmed b. Hanbel, gece namazının ikişer rekât halinde kılınmasını tercih etmiş fakat nafile namazların gündüz dört rekât halinde kılınmasında herhangi bir sakınca bulunmadığını söylemiştir. Muhammed İbn Nasr’m görüşü de bu yöndedir: “Resûlullah’tan -sallallâhu aleyhi vesellem- hiç ara vermeksizin sadece son rekâtında oturarak vitir namazını beş rekât halinde kıldığına dair nakledilen sahih rivayetler bulunmaktadır. Fakat biz her iki rekâtta bir selâm verilmesini tercih ediyoruz. Çünkü Resûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi vesellem- kendisine gece namazını soran kişiye ikişer rekât halinde kılınacağını söylemiştir. Ayrıca son rekâtın ilk iki rekâttan ayrı olarak kılındığını gösteren, yani ikinci rekâttan sonra selâm verip geri kalan rekâtı da tek rekât halinde kıldığına dair olan hadisler daha güçlü ve daha çoktur.”

Resûlullah’m -sallallâhu aleyhi vesellem- “Fakat sizden biri sabah namazının vaktinin gireceğinden endişe ederse…” şeklindeki ifadesine dayanan bazı âlimler vitir namazının vaktinin fecrin doğması ile sona erdiğini söylemişlerdir. İbnu’l- Münzir’in selef âlimlerinin bir kısmından naklettiğine göre, fecrin doğması ile vitir namazının ihtiyârî vakti sona erer, fakat zorunluluk dolayısıyla bu süre sabah namazı kılınana kadar devam eder. Kurtubî bu görüşü İmam Mâlik, İmam Şâfîi ve Ahmed b. Hanbel’den de nakletmiştir. İbn Kudâme şöyle der: “Hiç kimsenin sabah namazının vakti girene kadar kasıtlı olarak vitir namazını bırakması uygun değildir.”

Selef âlimleri vitir namazının kaza edilip edilemeyeceği konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Çoğunluğa göre vitir namazı kaza edilmez. İmam Müslim’in naklettiğine göre: “Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem- gece bir sıkıntısı veya başka bir durum dolayısıyla uyuduğu zaman gece namaz kılmak üzere kalkmazdı. Fakat gündüz olunca on iki rekât namaz kılardı.”

“Bir rekât daha kılar” ifadesinden yola çıkan bazı âlimler vitir namazından sonra artık nafile namaz kılınamayacağını söylemişlerdir. Bununla birlikte selef âlimleri bu konunun ayrıntılarında görüş ayrılığına düşmüşlerdir:

1. Vitir namazından sonra oturarak namaz kılınabilir mi?

2. Bir kimse vitir namazını kıldıktan sonra gece henüz bitmeden yine nafile namaz kılmaya devam etmek isterse ilk vitirle yetinip daha sonra dilediği kadar nafile namaz kılabilir mi yoksa kıldığı tek rekâta bir rekât daha ekleyip rekât sayısını çiftledikten sonra mı nafile namaza devam eder?

Bu sonuncu durumda yeniden vitir namazı kılması gerekir mi yoksa kılmasa da olur mu?

İmam Müslim’in Ebu Seleme yoluyla Hz. Aişe’den naklettiği rivayet ilk soruya ışık tutacak mahiyettedir. Bu rivayete göre; “Resûlullah -sallallâhu aleyhi veseilem- vitir namazını kıldıktan sonra oturarak iki rekât daha namaz kılardı.” Bazı âlimler bu görüşü kabul etmişler ve Resûl-i Ekrem’in -sallallâhu aleyhi vesellem- hadisinde ifade edilen “Gece kılacağınız son namaz vitir olsun!” buyruğunun gecenin son vaktiyle ilgili olduğunu söylemişlerdir. Fakat bu görüşü kabul etmeyenler onlara şu şekilde cevap vermişlerdir: “Hz. Aişe’den nakledilen bu rivayette söz konusu olan iki rekât namaz sabah namazının iki rekâtlık sünnetidir.” İmam Nevevî’nin konuyla ilgili açıklamaları ise şöyledir: “Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- vitirden sonra namaz kılarak hem vitirden sonra nafile namaz kılmanın, hem de nafileleri oturarak kılmanın caiz olduğunu açıklamak istemiştir.”

İkinci hususla ilgili olarak âlimlerin çoğunluğu şöyle demiştir: “Gece ibadet eden bir kimse dilediği kadar çift rekâtlar halinde namaz kılar ve Nesâî ile İbn Huzeyme gibi hadis âlimlerinin hasen bir senedle Talk İbn Ali’den naklettikleri “Bir gecede iki vitir olmaz” hadisi gereğince kıldığı vitir namazını arkasından başka namazlar kılarak işlevsiz hale getirmez.” Bununla birlikte vitir dışında da tek rekâtlı nafile namaz kılınabileceğini söyleyen âlimlere göre vitir namazı ardından başka namazlar kılınarak bozulabilir.”

“Böylece bu bir rekâtlık namaz onun daha önce kıldığı rekâtları tekleştirir, işte vitir namazı budur.” Böylece kılman son rekâtın tek olmasına vitir, bundan önceki namazların iki rekât iki rekât olarak kılınmasından dolayı da buna şef’ denmektedir.

(Abdullah İbn Ömer tek rekâtlı namaz (vitir) kıldığında iki rekât kılıp ara verir ve bu arada selâm vererek hizmetçisine bazı ihtiyaçları için talimatlar verdikten sonra kalan bir rekâtı kılardı.) Bu rivayetten ilk bakışta anlaşılan anlam (zâhir) şudur: “Abdullah İbn Ömer genelde vitir namazını hiç ara vermeksizin üç rekât olarak kılardı. Fakat herhangi bir işi ve ihtiyacı olduğunda ara verir ve daha sonra, önceki kıldığı iki rekâtın üzerine bir rekât daha eklerdi.” Bu açıklama, vitir namazı mutlaka ara verilerek kılınmalıdır diyenlerin görüşlerine bir cevap mahiyetindedir.

Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem-, Abdullah İbn Abbas’ m kulağını hafifçe tutup okşadı. Muhammed İbnu’l-Velîd’in naklettiği rivayette ise şöyle bir ek bilgi bulunmaktadır: “Abdullah İbn Abbas şöyle demiştir: Ben Resûlullah’ın -sallallâhu aleyhi vesellem- gecenin karanlığında korkmamam için bu şekilde kulağımı tutup okşadığını anladım.” Dahhâk İbn Osmân rivayeti ise şöyledir: “Ben namazda uykuya dalıp kendimden geçtiğim zaman kulağımın memesini tuttu, hafifçe ovaladı.” Bu açıklamalar, bazı bilginlerin ileride tefsir bölümünde gelecek olan Seleme İbn Kuheyl rivayetine dayanarak, Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- İbn Abbas’ı sol tarafından sağ tarafına geçirmek için kulağından tutmuştu, şeklinde getirdikleri açıklamaya bir cevap ve red mahiyetindedir.

Bununla birlikte Resûlullah’ın -sallallâhu aleyhi vesellem- İbn Abbas’ı bu şekilde sağ tarafına geçirmesi, onun kulağını gecenin karanlığından korkmamasını sağlamak ve uyarmak için tutmuş olmasına engel teşkil etmez. Aslında İbn Abbas’m yaşı küçük olduğu için Resûl-i Ekrem’in -sallallâhu aleyhi vesellem- bu hareketinin çok yerinde olduğu açıktır.

(Toplam on iki rekât namazı ikişer rekât halinde kıldı) ifadesinden ilk bakışta anlaşılan anlam şudur: “Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- her iki rekâtta bir ara verirdi.” Zaten Talha İbn Nâfi‘ rivayetinde bu açıkça ifade edilmektedir: “Her iki rekâtta bir selâm verirdi.” Ayrıca İmam Müslim’in Ali İbn Abdullah İbn Abbâs rivayetinde de iki rekâtta bir ara verdiği açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu rivayete göre Resûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi vesellem- her iki rekâtta bir ara verip dişlerini misvaklamıştır