Eyyûb (A.S.)

By | 12 Mart 2015

eyyub-a-sHazret-i Yakub’dan muhabbet doğduktan ve Hazret-i Yusuftan görünür güzellik meydana geldikten sonra, bir peygamber gelmesi ve O’nu hüzün yolunda müptelâ olması İlâhî hüküm için gerekti. Zira, belâ, muhabbete lâzımdır. Böyle olunca Hazret-i Eyyûb dünyaya geldi, türlü belâlara uğradı. Çünkü belâlar velîler içindir. Nitekim, Peygamber Aleyhisselâm buyurur:

«Belâ, Allah’ın kırbaçlarından biridir. Onunla kullarını kendisine yeder, yöneltir.» (Hâdis-i Şerif)
Eyyûb (A.S.)’ın hakikati ve nuru Allahü Teâlâ’nın Zat nurundandır ki adı Gayb’dır. Çünkü bütün malı, ve evlâdını kaybetmiş, hepsi elden çıkmıştı. Hak Celle ve Alâ Hazretleri onları yine kendisine verdi. Eyyûb (A.S.)’ı iki kere zengin, gani etti.

Eyyûb (A.S.)’ın aklı ve kalbi sıfat nurundandı ki adı Sabûr = sabredici idi. Nitekim Allahü Teâlâ Hazretleri şöyle buyurmuştur:
«İnnâ vecednâhu sâbiren ni’mel abdü innehü evvab’ün Biz Eyyub’u sabırlı bir kul bulduk. O ne şerefli bir kuldur ki daima Allah’a döner, O’na sığınırdı.»

Eyyûb’un nefsi Allahü Teâlâ’nm fiil isminin ikisinin nurundandır ki, bir nurun adı Vâsi (geniş), bir nurun adı Tevvab (tevbe edici) idi. Çünkü bunca belâlar götürecek kadar genişti ve Hakka döndüğü için Tevvab ismine mazhar olmuştu.