Cenazenin Sünnetleri

By | 22 Ocak 2015

cenazeCenazenin Sünnetleri
“Her can ölümü tadacaktır. Kıyamet gününde ecirle¬riniz size eksiksiz verilecekir. Kim ateşten uzaklaştırılır da cennete sokulursa muhakkak ki o kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı metadan başka bir şey değildir. [Al i İmran
185)
İbn Mace senedini kaydederek Cabir’den -Allah ondan razı olsun- şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim vasiyetini yapmış olarak ölürse doğru yol ve sünnet üzere ölür, takva ve şehadet üzere ölür, günahları bağış¬lanmış olarak ölür.( İbn Mace, Sünen 2, 901)
Ubade bin Samit’den -Allah ondan razı olsun- rivayete göre Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Allah’a kavuşmayı isteyen kimseye Allah da kavuşmak ister. Allah’a kavuşmaktan hoşlanmayan kimseye Allah da kavuşmaktan hoşlanmaz.” (Buhari, Fethul Bari 357: Müslim 2065)
Muaz bin Cebel’den -Allah ondan razı olsun- şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Kimin söylediği son söz (la ilahe illallah) olursa cennete girer.” (Ebu Davud 190 )

HASTA ZİYARETİ VE CENAZE UĞURLAMAK
Bera ibni Azib -Allah ondan razı olsun-‘den rivayete göre
şöyle demiştir:
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bize hasta ziyaretini, cenazenin arkasından gitmeyi, aksırana yerhamukallah demeyi, yemin edenin yeminini yerine getirmesini temin et¬meyi, haksızlığa uğrayana yardım etmeyi, davet edenin davetini kabul etmeyi ve selamı yaygınlaştırmayı tavsiye etti. (Buhari, Cenaiz 2, Müslim, Libas 3)
Ebu Hüreyre -Allah ondan razı olsun’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir. Selam almak, hasta ziyaret etmek, cenazenin arkasından yürümek, davete icabet etmek, aksırana elhamdülillah derse yerhamu kellah demek.” (Buhari, Cenaiz 2, Müslim, Selam 4)
Yine Ebu Hüreyre -Allah ondan razı olsun’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Allah kıyamet gününde şöyle buyurur: Ey Ademoğlu hastalandım, beni ziyaret etmedin. Ademoğlu diyecek ki: Sen alemlerin Rabbi iken ben seni nasıl ziyaret edebilirdim? Allah da:
– Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyaret etseydin beni onun yanında bulurdun, bunu bilmiyor musun? Ey Ademoğlu, beni doyurmanı istedim, doyurmadın, buyurur. Ademoğlu: Sen alemlerin Rabbi iken ben seni nasıl doyurabilirdim? der. Allah da:
– Falan kulum senden yiyecek istedi vermedin. Eğer ona yiyecek verseydin, verdiğini benim katımda mutlak bulacağını bilmez misin? Ey Ademoğlu, senden su istedim verme¬din, buyurur. Ademoğlu: Ya Rabbi sana nasıl su vereyim, sen alemlerin Rabbi’sin. Allah buyuracaktır:
– Falan kulum senden su istedi de vermedin, eğer ona istediğini verseydin verdiğinin sevabını katımda bulurdun, bunu bilmez misin? buyurur. (Müslim, Birr 43)
Ebu Musa Allah ondan razı olsun’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Hastayı ziyaret edin, aç olanı doyurun, esiri kurtarın.” (Buhari, Cihad 171)
Sevban -Allah ondan razı olsun’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellemşöyle buyurdu: “Bir müslüman hasta bir müslüman kardeşini ziyaret ettiğinde ziyaretinden dönünceye kadar cennet hurfesi içindedir.
Ey Allah’ın elçisi, cennet hurfesi nedir? dediler.
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Zamanı geldiğinde toplanan cennet yemişidir” buyurdu. (Müslim, Birr 40)
Hz. Ali’den -Allah ondan razı olsun- rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyururken işittim, demiştir. “Bir müslüman hasta olan bir müslüman kardeşini sabahleyin ziyarete giderse, yetmiş bin melek akşama kadar ona rahmet okurlar. Eğer akşamleyin ziyaret ederse, yetmiş bin melek onun için sabaha kadar rahmet dilerler. Aynı zamanda o kimse için cennette toplanmış meyveler vardır.” (Tirmizi, Cenaiz 2)
Enes -Allah ondan razı olsun’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in hizmetinde bulunan bir Yahudi çocuk vardı. Günün birinde hastalandı. Peygamber onu ziyaret edip başucunda oturdu ve ona “Müslüman ol” buyurdu. Çocuk da babasının düşüncesini öğrenmek için onun yüzüne baktı. Babası: Ebul Kasım’ın çağrısına uy, dedi. Çocuk da Müslüman oldu.
Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi vesellem: “Bu genci cehennemden kurtaran Allah’a hamdolsun” dedi ve dışarı çıktı. (Buhari, Cenaiz 80)