Zeyd b. Hâlid el-Cühenî (radıyallâhu anh)’dan rivayet edilmiştir:
“Peygamber (sallallâhu aleyhivesellem)’e altın yada gümüş buluntunun hükmü soruldu. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Onun ağız bağını ve kesesini muhafaza et! Sonra onu bir sene ilan et! Eğer sahibini öğrenemezsen, onu harcayabilirsin. Buluntu senin elinde bir emanet olsun! Eğer günlerden bir gün arayıcısı gelirse, o buluntuyu ona ver!’
buyurdu.
Soruyu soran zat, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellemj’e, kaybolan devenin hükmünü de sordu. Bunun üzerine Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Ondan sana ne? Bırak onu! Çünkü onun çarığı ve su tulumbası yanındadır. Sahipleri onu buluncaya kadar suya gelir, ağaçları otlar!’ buyurdu. O zat, koyunu da sordu. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Onu al! Çünkü o ancak ya senin, ya din kardeşinin yada kurdundur!’
buyurdu.”
Bilindiği gibi kaybolan bir malın yitik bir mal hükmüne girebilmesi için onun kendi kendini müdafaadan âciz olması ve telef olma tehlikesine mâruz kalmış olması gerekir. İşte bu durumda olan bir mal bulunduğu zaman onu telef etmekten kurtararak sahibine eriştirmek amacıyla yerden alıp saklamak meşru kılınmıştır. Deve için herhangi bir şekilde telef olma söz konusu değilse de koyun ve keçi türünden olan hayvanlar için bu tehlikeler söz konusu olduğundan bunlar yitik olarak bulunduğu zaman sahiplerine teslim etmek amacıyla alınıp saklanmaları meşru kılınmıştır.
Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) yitik koyun ve develer hakkındaki sorulara farklı cevaplar verirken bu incelikleri ifâde etmek istemiştir.