Bir Hatayı Düzeltirken, Kişinin Daha Büyük Bir Hataya Düşmemesine Dikkat Etmek

By | 11 Ağustos 2014

pardesu

 

yalan-söylemekCâbir şöyle demiş: Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem Huneyn’den döner­ken Ci’râne’de bir adam geldi. (O anda) Bilâl’ın elbisesi içinde gümüş vardı. Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem o gümüşten alıp halka veriyordu. Gelen zât: “Yâ Muhammedi Adalet göster!” dedi. Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem:

“Vay .ânına! Ben, adalet göstermezsem kim gösterir? Adalet göstermemiş­sem o hâlde ben haybet ve hüsrana uğramışım demektir.” buyurdular. Bunun üzerine Ömer b. Hattab:

“Bana müsâade buyur da şu münâfıkı tepeleyivereyim, yâ Resûlallah!” dedi. Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem:

“Halkın benim ashabımı öldürdüğümü söylemelerinden Allah’a sığınırım. Şüphesiz ki bu zat ile arkadaşları Kur’ân’ı okurlar (ama okudukları Kur’an) gırt­laklarından aşağı geçmez. Onlar okun, avı delip geçtiği gibi Kur’ân’dan fırlayıp çıkarlar.” buyurdular.

Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem, müslümanmış gibi görünen münafık­lar hakkında, küfürleri yüksek boyuta varmasın diye sessiz kalmıştır. Onların kim­liklerini ifşa etmemiş ve sözlerine sabırla dayanmıştır ki, insanlar “Muhammed arkadaşlarını öldürüyor!” demesinler. Çünkü insanlar onların gerçek yüzlerini bilmiyorlardı.

Açıklama:

İslâm, daha büyük bir kötülüğü def etmek için daha küçük bir kötülüğün yapılmasına ruhsat vermiştir. Böylece bir âlim, daha ciddi bir hatâya neden ol­masın diye, bir şeyi söylemektense sessiz kalmayı tercih edebilir.

Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem Hz. İbrahim’in kurduğu temellere da­yanan Kâbe’yi yeniden inşâ etmek amacıyla yıkmamıştır. Zira Kureyş’in İslâm’ı henüz yeni tanıdığı ve daha önceki cahiliyye-âdetlerinin kalıntılarını hâlâ taşı­dıklarını biliyordu. Bunun (Kâbe’yi yıkmanın) onlar için çok kötü olacağından korkmuştu. Kabe’nin sâdece eksik, yıkık yerlerini tamir ettirdi.