‘Ey kızcağızım! İçinden çıktığın çevre ve ortamdan ayrıldın. Yetişip büyüdüğün yuvayı terk ettin. Şayet bir kadın ebeveyninin zenginliği ve kendisine olan ihtiyaçları sebebiyle kocaya muhtaç olmasaydı, bundan en müstağni insan sen olurdun.
Fakat kadınlar erkekler için yaratılmış, erkekler de kadınlar için yaratılmıştır.
– Kanaat ederek eşine itaat et ve güzelce sözünü dinle.
– Onun görebileceği ve koklayabileceği yerleri kontrol et. Çünkü o, senden çirkin bir şey görmemeli ve güzel kokudan başka bir şeyde koklamamalı.
– Onun uyku ve yemek zamanını iyi tespit et. Çünkü açlığın tekrarlanması ateşlendirir, uykuyu zehir etmek öfkelendirir.
– Malını koru ve çoluk çocuğunu gözet. Malı korumada işin esası onu yerli yerince kullanmaktır. Çoluk çocuğu gözetmek ise onları güzelce terbiye etmektir.
– Onun hiçbir emrine karşı gelme. Hiçbir sırrını ifşa etme. Eğer sen onun emrine muhalefet edersen, onun nefretini çekersin. Sırrını ifşa edersen vefasızlığından emin olamazsın.
O üzüntülüyken, sevinçli ve neşeli olmaktan; o sevinçli ve neşeliyken de üzgün olmaktan sakın!
S izlere bir annenin evlenmek üzere olan kızına verdiği nasihatleri naklettik.
“…Sizi mutedil bir ümmet kıldık…” (Bakara, 143. ayet)