Anaya Asi Olmanın Günahının Daha Büyük Olması

By | 9 Ağustos 2014

feraceler

 

peygamber efendimizin süt anneleriAna en iyi davranışa daha layıktır. Tıpkı Peygamber efendimiz -sallallâhu aleyhi vesellem-’in bildirdiği gibi. Çünkü o zayıf bir varlıktır. Zayıflara eziyet etmenin gü­nahı ve cezası daha büyüktür. Ana babaya eziyeti yasaklayan deliller geldiği gibi sadece anaya eziyet etmenin haramlılığına dair özel deliller de gelmiştir.

• Muğîre İbn Şu’be’nin radıyallâhu anhâ naklettiğine göre Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

“Allah size, analara karşı gelmeyi, kız çocuklarını diri diri öldürmeyi, borcu­nuzu ödememeyi, hakkınız olmayan şeyi almayı haram kıldı. Dedi kodu etmeyi, Çok soru sormayı ve malı zâyi etmeyi de kerih gördü.”

Dikkat edilirse başlıkta bu İbn Ömer değil, İbn Amr’dır. Bu farka dair Fethu’l-Bari’deki açıklamanın kısa bir bölümünü kaydetmekte fayda görüyoruz: “Evet, Ebû Zerr’in Buhârî rivâyetinde bu şekilde ayn harfi ötreli olarak “(İbn) Ömer” şeklindedir. el-Asîlî rivâyetinde ise ayn harfi fethalı olarak: “(İbn) Amr” şeklindedir…”

Açıklama:

“Namazın mı emrediyor” ayeti ile ilgili olarak müfessirler şöyle demiştir:

Hz. Şuayb onları mallarını zâyi etmekten nehyediyordu. Onlar da bunun üzerine böyle söylediler. Sonra “biz (malımızı) dilersek koruyup harcamayız, dilersek de zayi ederiz” dediler.

“Sefihlere mallarınızı vermeyin” âyeti ile ilgili olarak Taberî, müfessirlerin “sefihlerle” alakalı görüşlerini zikrettikten sonra şöyle demiştir:

“Bu ifade, küçük-büyük, kadın erkek bütün sefihleri içine alan genel bir söz­dür. Sefih, kötü yönettiği için malı zayi eden kimse demektir.”

Yukarıda bahsedilen hacr, sefihle ilgilidir. Hacr sözlükte men etmek anlamına gelir. Şer’î bir terim olarak ise, kişiyi, mâlî olarak tasarrufunu engellemektir. Bu, bazen hacredilen kimsenin yararı için, bazen de başka kimselerin yararı için yapı­lır. Alimler çoğunluğuna göre büyük kimselerin hacredilmesi caizdir. Ebû Hanîfe ve bazı Zahirî alimler bu görüşe karşı çıkmıştır. Ebû Yusuf ve Muhammed’in görüşü de bu yöndedir. Tahâvî, “Ben sahabilerden ve tabiînden, İbrahim en- Nehaî ve İbn Şîrîn dışında, büyüklerin hacredilmesini engelleyen hiçbir kimse görmedim” demiştir.

Alimler’in çoğunluğunun bu konudaki delili, İbn Abbâs’ın yazdığı şu mek­tuptur.

“Mektubunda, yetimin yetimlik süresi (hacri) ne zaman kalkar diye soruyor­sun. Yemin olsun ki, bir kimsenin, henüz değeri az olan parayı almaya gücü yet­tiği halde sakalı çıkar da, diğer insanlar gibi kendi yararına olan şeyleri almaya başlayınca artık yetimlik ortadan kalkar.”

Hadiste yanlızca annelere karşı gelmekten söz edilmiştir. Çünkü babalara göre, kadınlar daha zayıf olduğu için, annelere karşı gelmek daha hızlı ve ko­lay olmaktadır. Bundan dolayı şefkatli olma vb. hususlarda anaya iyilik, babaya iyilikten daha öncelikli tutulmuştur. Hadisin bu konuda zikredilme sebebi, “malı zâyi etmek” sözüdür. Alimler çoğunluğu bu ifade ile, harcamada israfa kaçmanın kasdedildiği görüşündedir. Saîd İbn Cübeyr’den gelen bir rivayete göre ise malın haram yollarda harcanmasıdır. Bu konudaki geniş açıklama, inşaallah “Edeb” bölümünde yapılacaktır.

“Allah size analara itaatsizlik etmeyi, kız çocuklarını diri diri gömmeyi, ve­rilmesi gereken borcunuzu men’ etmeyi ve alma hakkınız olmayan şeyi almayı haram kıldı. Ve yine Allah sizin için dedikodu etmeyi, çok soru sormayı ve malı zayi’ etmeyi kerih gördü”