Amellerde Ancak Kelime-i Tevhid’le Kabul Olunur

By | 24 Eylül 2014

Tevhidin Çokluğu Gazabı ÖrterKelime-i Tevhid hakkında ne kadar söz söylense yine de azdır. Zira hayatın temeli Tevhid olduğu gibi her amelin Allah’u Teâla katında kabulüne sebep de Kelime-i Tevhid’dir.
Bu hususla alakalı (Hülâsat-ul Beyan) tefsirinin 11’inci cildinin 4561 sayfasındaki malumatı aynen arzediyoruz:
“Kelime-i Tayyibe; Kelime-i Tevhid olduğuna nazaran her amelin kabu¬lüne medar-ı istinad iman olduğu cihetle Kelime-i Tevhid, amelin dergah-ı Uluhiyete kaldırılmasına sebep olur. Zira; iman olmadıkça hiçbir amel kabul olunmaz. Binaenaleyh; amel-i salihi Hak Teâla’nm dergahında yükseltecek ve O’na ulaştıracak ancak Kelime-i Tevhid’dir.
Şu halde Kelime-i Tevhid Allah’a manen yakınlığa vesile olduğundan Kelime-i Tevhid’le yakın münasebeti bulunan sahih amellerini karin olması da ancak bununla mümkündür.”
Elmalılı merhum Hamdi Yazır, Tefsirinde kelime-i Tayyibe ederken der ki:
“Başta Kelime-i Tevhid, tekbir, dua, istiğfar ve ezkâr gibi hoş rin hepsine şamildir.
Hazret-i Peygamber (s.a.v) Efendimizden varid olduğu üzere:
-Subhanellah
-Elhamdu lillah
-La İlahe İllallah
-Allahu Ekber kelimeleri
Kelime-i Tayyibe cümlesindendir. Bir kul bunu dediği vakit melek onunla semaya çıkar, onu Hak Teâla’ya arz eder, fakat ameli Salih kubul olunmaz.
Yine Hadis-i Şerifde varid olmuştur ki: “Allah’u Teâla bir kavli (sözü) amelsiz kabul buyurmaz ve kavli (sözü) de ameli de niyetsiz katmaz. Bununla birlikte Hak Teâla Hazretleri sözü, ameli ve niyeti : sünnete isabet (onunla münasip olması) halinde kabul buyurur.”
Demek oluyor ki mü’minin bütün zikir, fikir, taat, hayır ve ha -. türlü amelinin Hak Teâla katında kabul olabilmesinin tek yolu, hareketlerinin tam sünnete uygun olmasıyla mümkündür. Bunc. çıkar yol yoktur.
Ayrıca yukarıda Hülâsat-ül Beyan’m izahından da anlaşılö: re; imansız amelin Hak Teâla katında asla geçerliolmayacağı, z amellerin Hak Teâla katında kabul olması için imanın özü olan k Tevhid’in gerekli olduğu ve amellerin ancak bununla Hakk’a vasi’ kesinlikle bildirilmektedir.
Bununla birlikte amellerin müsbet netice vermesi ve indi Ulûhiyette kabulü, başlangıçta Kelime-i Tevhid temeli üzerinde kurulması, nihayette sünnete uygun olması şartı da açıkça görülmektedir.