Abdullah Bin Selâmın İslâm Oluşu

By | 17 Mart 2015

abdullah-bin-selamin-islam-olusuAbdullah Bin Selâm der ki:
— Hazret-i Seyyid-i Kâinat (S.A.V.) Medine’yi şereflendirince halk kendisinin hizmetine her zaman sür’atle koşmaktaydı. Vaktaki onun mübarek yüzünü gördüm. Bildim ki mübarek yüzü yalancıların yüzü değildi. Sözleri de yalancıların sözü değildi. Onun sözlerine kulak tuttum. Medine’de ilk vaazı şöyleydi:

— Ey kavm! Ey insanlar. Biribirinizle selâmlaşın. Yakınlarınıza yemek yedirin. Gece ibadetlerinizi eksik etmeyin. Bunları yaparsanız, Cennet’e selâmetle girebilirsiniz.

— Ben bu öğüdü işitince evime döndüm. Sonra bir kez daha onun meclisine vardım. O hazreti yalnız buldum. Kendisine üç şey sordum ki onun cevabını kendisinden başka kimse bilmezdi. Daha fazla soru sormaktan çekindim. Çünkü onu rahatsız etmek istemiyordum.
İlk sorum şuydu:

«Oğulun kimi anasına, kimi de babasına benzemesi. Neden ötürüdür?»
İkinci sorum da şöyleydi:
«Cennet ehlinin ilk yiyeceği şey nedir?»
Üçüncü sorum da şuydu:
«Kıyamet Günü’nün ilk alâmeti nedir?»
Peygamber (S.A.V.) şöyle cevap verdi:
«Ben bunları bilmezdim. Cebrail (A.S.) şimdi geldi, Hak Teâlâ’dan haber getirdi. Bunları bana bildirdi!.
Ben dedim ki:

— Cebrail yahudilerin düşmanıdır
Peygamber (S.A.V.) bu inanışı çürütmek için bana şu âyet-i kerimeyi okudu:
«Yâ Muhammed de ki: Cebrail’e düşman olanlar şunu bilsinler: Cebrail, Allah’ın izni ile senin kalbine, iman edenlere doğru yolu gösterici ve müjdeleyici olan, daha önceki kitapları da doğrulayan Kur’an-ı senin kalbine indirendir.» (Bakara sûresi, âyet: 97)
Ve sonra da Hak Teâlâ’nm şu buyruğunu okudu:

«Allah’ın Meleklerine, Resullerine, Cebrail ile Mikâil’e düşman olan kişiler bilsinler ki Allah kâfirlerin düşmanıdır.» (Bakara sûresi, âyet: 98)
Hazret-i Muhammed, sonra sorularımın karşılığını vermeğe başladı ve şöyle buyurdu:
1 — Evlâdın benzerliği belsuyunun ilk önce gelmesine göredir. Ana ve babadan hangisinin belsuyu önce gelirse çocuk ona benzer.
2 — Cennet ehlinin ilk taamı, dünyayı dengede tutan balık (Burcunun) ciğeridir.
3 — Kıyamet gününün de ilk alâmeti şudur: Doğu’dan bir ateş meydana gelecektir. Çoban sürüleri nasıl sürerse, o da, halkı Arasat’a öyle sürecektir.
İbn-i Selâm bu cevabı işitince hemen:
— «Şehadet ederim ki Allah’tan başka Allah yoktur ve yine şehadet ederim ki; sen Allah’ın Resulüsün» diye şehadet getirdi.
Sonra da:
Ey Allah’ın Resulü! dedi. Yahudi taifesi yalan söyleyici, iftira edicidir. Benim bilgimi ve başkanlığımı itiraf ederler. Lâkin İslâm olduğumu duyunca arkamdan nice nice kötü söz söylerler. Hazretinden İslâm olduğum duyulmadan benim hakkımda onlardan sorular sormanı dilerim.
Hazret-i Muhammed (S.A.V.) Abdullah’ı gizli bir yere koydu. Yahudileri çağırttı. Onları Allah’ın azabıyla korkuttu. Ve:
— «Siz bilirsiniz ki ben yüce Allah’ın Resulüyüm, Peygamberiyim. Niçin buna inanmazsınız?» dedi.
Yahudiler:
— «Biz senin Peygamber olduğunu bilmeyiz.» dediler. Hazret-i Muhammed (S.A.V.):
— «Sizin aranızda Selâm oğlu Abdullah vardır. O, nice bir kişidir?» diye sordu. Yahudiler de:
— «O, ulu kişimizdir. Ve ulumuzun oğludur. Hepimizin en akıllısı, en bilginidir!» dediler.
Hazret-i Muhammed (S.A.V.) onlara bu sözü üç kez yenilettirdi. Sonra:
— «Yâ Abdullah ortaya çık!» dedi. Selâm oğlu Abdullah da Kelime-i Şehadet getirerek ortaya çıktı. Ve yahudilere:
— «Ey Yahudi Taifesi! Allahü Teâlâ’dan korkun! Siz bilirsiniz ki Muhammed (S.A.V.) Allahü Teâlâ’nm Hak Resulüdür. Ona iman getirin.» dedi.
Yahudiler:
— «Yalan söylüyorsun!» dediler. Bir rivayete göre yahudiler:
— «Bizim en şerir ve en cahilimiz!» diye cevap verdiler. «Zaten babası da böyle şerir ve bilgisizin biri idi!» dediler.
Abdullah Selâm bu sözleri işitince:
— Ey Allah’ın Resûlü! dedi. İşte ben bundan korkardım!
Hazret-i Muhammed (S.A.V.) de o Yahudileri meclisinden kovdurdu.