Resulullah (S.A.V.)’İn Hastalığının Başlangıcı

By | 17 Mart 2015

resulullah-s-a-v-in-hastaliginin-baslangici   Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in hastalığı öncesinde bir takım olaylar geçmiştir.

BİRİNCİ OLAY ŞUDUR:

Oğulluğu ÜSÂME BİN ZEYD’İ, bir Seriyye, yâni küçük bir tabur cengâver düzenleyerek onu bu askerin başına emir (komutan) seçti.

Peygamberin hayatını yazanlar (Allah hepsine rahmet eylesin) şöyle bildirmişlerdir ki:

Hicret’in 11. yılının safer ayının 26. günü Peygamberimiz (S.A.V.) Müslümanlara şöyle dedi:

— Müslümanlardan bir bölük asker, Rûm askeriyle cihat etmeğe hazır olsun!
Ertesi günü Üsâme bin Zeyd’i çağırttı. Toplanan askerin başına emir yaptı. Ona:
— Ebnâ köyüne var. Baban Zeyd, orada şehid olmuştur. Oranın halkına varıp bütün mallarını, mülklerini ateşe ver, yak! Tezden üstlerine saldır. Onlara haber gitmeden oraya eriş! Allahü Teâlâ’nın emriyle, o kavme varıp zafer kazanınca orada da çok kalma! Tezce yine bu tarafa dön gel! Şimdi ileriye casuslar gönder, kılavuzlar seç!..
Fakat, zafer ayının 28. günü olan çarşamba günü Resulullah (S.A.V.)’i, insanların o seyyidini, Efendisini bir sıtma yakaladı. Büyük bir baş ağrısı tuttu. Perşembe günü bu ağrılar içinde o gök ayının son gününde bir sancağı çekip Üsâme’ye verdi. O da bayrağı aldı. Büreyde bin Elhasîb’e teslim ederek:
— Sancak taşınsın! dedi. Hazret-i Resulullah (S.A.V.):
— Ey Üsâme! dedi. Allahü Teâlâ’nın yüce adı ve Allah yolunda Allah’ın düşmanlarına karşı çık!..
Üsâme de bir durağa kondu. Orada asker toplamaya başladı. Resulullah (S.A.V.) şu buyruğu da vererek:

— Ebû Bekir, Ömer, Osman ve başka Mekkeliler ve Medineliler Üsâme ile gidecektir! dedi. Kimi ashabın kalbine bu emir güç geldi.
— Bu kadar ulu kişiler bir kölenin oğluna^ ) nasıl tâbi olurlar? dediler. Ve ona kimi sövme ve saymalarda bulundular.

Hazret-i Muhammed (S.A.V.) bu direnmeyi işitince mübarek hatırlan kırıldı. Mübarek başını bağlayarak sıtmalı bir halde dışarı fırladı. Mescidin minberine çıktı. Hak Teâlâ’ya hamd ve senada bulundu sonra:
— Ey Müslüman topluluğu! Ey Mâişerin Nâs! dedi. Üsâme’nin beyliği hakkında söylediğiniz söz kulağıma kadar geldi. Onun hakkında başa kakıcı sözler söylemişsiniz. Eskiden Mûte Gazasında da böyle sözler söylemiştiniz. Bundan sonra ordu beyliğine lâyık kişi budur, Üsâme’dir. Ve o benim katımda babası Zeyd gibi sevgilidir. İkisi de hayır sahibidirler. Şimdi benim öğüt ve emirlerimi onun hakkında kabul edin. Çünkü sizin hayırlı kişinizdir.
Bunları bildirdikten sonra Hazret-i Muhammed (S.A.V.) minberden indi. Mübarek odasına hızla çekildi, gitti. Bu olay Rebiül Evvel ayının onuncu cumartesi günü meydana gelmişti. Sonra toplanan asker akın akın geldi, kendilerine veda ettiler. Ve toplantı yerine ordugâha gittiler.
O gün Resulullah (S.A.V.)’in hastalığı öteki günlerden daha şiddetli oldu.

Rebiül Evvel ayının on birinci günü pazar günü Üsâme (Allah ondan razı olsun) Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’e veda etmeğe geldi.
Yastığının kenarında oturuyordu. Üsâme onun mübarek elini ve başını öptü. Hastalığı o kadar artmıştı ki konuşmağa bile gücü yoktu. Ama mübarek ellerini yukarıya kaldırır, dua ederdi.
Üsâme der ki:
— Bana dua ettiğini anladım. Sonra karargâha döndüm.

Üsâme, o gece orada kaldı. Sabahleyin erkenden yine Hazret-i  Muhammed (S.A.V.)’in yanına geldi. Hastalığı o sabah biraz hafif-lemişti. Yeniden Hakkın Resulüne veda etti. Hazret-i Muhammed (S.A. V.) ona şu sözleri söyledi:
— Yâ Üsâme! Yürü! Alâ berekâtullahiL
Üsâme bu emri alınca askerin yanına geldi. Göç komutasını vererek:

— İleri! diye bağırdı. Kendisi de atma bineceği sırada anası Ümmü Eymenden bir ulak (haberci) geldi. Haberci:
— Resûl-i Ekrem şimdi can kaygısmdadır. Ölümle çekişiyor! dedi. Üsâme de askerini alıp Medine’ye döndü. Büreyde bin El Hasib askerin sancağını Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in yattığı odanın kapısına dikti.