Abdestin Fazileti

By | 24 Ağustos 2014

namaz-kildiran-seccade

 

abdestRasûlüllah (s.a.v.) buyurdu ki:

“Kim rükünlerine uygun bir abdest alır ve iki rekat namaz kılarsa, gön • lünden dünyayla ilgili birşey geçirmeyip veya konuşmazsa, Allah-u Teâlâ onu anasından doğduğu gün gibi günahlarındantemizler.”

Başka bir rivayette:

“Allah geçmiş günahlarını bağışlar,” şeklinde zikredilmiştir.”

Peygamber (s.a.v.), “size günahları bağışlatan ve dereceleri yükselten ibadeti haber vereyim mi? diyerek şöyle devam etti:

“Çirkin olanları terk edin, sonra şartlarına uygun bir abdest alın, namaz kılmak için camiye gidin ve namazdan sonra bekleyiniz. İşte kurtuluş budur. Bunu üç kez tekrarladı.

Peygamber (s.a.v.) abdest azalarını birerkere yıkadıktan sonra bununla namaz kabul olunur dedi. İkişer kere yıkadıktan sonra bunda ikişer mükafaat vardır. Üçer kere yıkadıktan sonra bu peygamberlerin ve Allah’ın dostu İbra­him (a.s.) peygamberin sünnetidir.” buyrulmaktadır.

Rasûlüllah (s.a.v.) buyurdu ki:

“Abdest alırken Allah’ı zikredenin bütün vucudu temizlenir. Zikretmiyenin sadece abdest organları temizlenir.”

“Kim abdetin üzerine abdest alırsa, Allah-u Teâlâ ona on sevab yazar.”

“Abdest üzerine abdest nur üzerine nurdur.” Bu hadisler abdest yenile­meyi öğütlemektedir.

Rasûlüllah (s.a.v.):

“Müslüman abdeste başlayıp ağzına su verdiği zaman bütün günahları ağzından dökülür. Burnuna su verdiği zaman başından dökülür. Yüzünü yı­kadığı zaman kaşları ve kipriklerinin etrafından günahlar dökülür. Ellerini yıkadığı zaman, tırnakların altındakiler dahi dökülür. Başını mesh ettiği va­kit, saçlarının dibindeki bütün günahlar dökülür. Ayaklarını yıkadığı zaman günahları ayak tırnaklarının dibinden dökülür. Bundan sonra camiye gitmesi ve namaz kılması onun için artık ziyade bir sevap olur.” buyurdular.

Rivayet edildiğine göre;

“Temizler (abdestli) oruçlu gibidir.”

Rasûlüllah (s.a.v.) buyurdu ki:

“Kim şartlarına uygun güzelce abdest aldıktan sonra başını semaya kaldırarak ’Eşhedüenlâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Abduhu ve Rasulühü.’ (Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.) derse onun için cennetin se­kiz kapısı açılır ve istediğinden girmesi söylenir.”

Hz. Ömer (r.a.) buyurdu:

“Şartlarına uygun alınan abdest, şeytanı senden uzaklaştırır.”

Mücahid’ten naklen;

“Kimin gücü abdestli olmaya ve Allah’ı zikretmeye yetiyorsa, öyle ya­pıp uyusun. Zira ruhlar candan ayrılırken, ayrıldıkları şey üzere diriltilir.” denildi.

Rivayet edildiğine göre;

“Hz. Ömer (r.a.) Kabe örtüsü için ashabdan birini Mısır’a gönderdi. O sahabe Şam’a gittiği zaman, o bölgede çok meşhur bir hahamın evinin yakı­nına konaklamıştı. O sahabe onun varlığını duyunca onun yakınına konakla- makdan memnun oldu. O hahamla görüşmek ve ilim öğrenmek için evine gitti. Kapısına vurdu kapı uzun bir müddet açılmadı. Kapı geç açıldığı za­man, o sahabe kapının önünde çok bekletilmekten şikayet etti. Haham dedi ki: “Biz senin bu tarafa yöneldiğini görünce, seni bir sultan heybetinde gör­dük. Hz. Musa’nın (a.s.) şöyle dediğini işitmiştik:

Hz. Musa (a.s.) şöyle buyuruyor:

“Bir sultandan korktuğunuz zaman abdest alın ve ailenize de abdest al- dırtın.”

İşte biz abdest alırken sizi beklettik.

Abdest alan, korktuğu kişiye karşı Allah’ın güvencesi altındadır. Ben ve evdekiler abdest aldık. Namaz kıldık. Senin korkundan Allah’ın güvence­si altına girdik. Sonra sana kapıyı açtık.