“Kabirde azap nasıl olur?” diye sorarsan: Âlimler bu hususta değişik görüşler beyan etmişlerdir.
Bazıları demiştir ki: “Ölü kabre konulduktan sonra ruhu tekrar ona iade edilir. Aynı dünyadaki gibi… Sonra oturur bir vaziyet alır.”
Bazıları, “Sorgu-sual sadece ruha olur; cesede değil. Sual vakti ruh cesedin göğüs kafesi bölgesine yerleştirilir. Sorular böyle sorulur.” demiştir.
Bazıları da, “Ruh, ceset ile kefen arasında bulunur. Sorgu sual ruha bu vaziyette iken olur” demişlerdir.
İlim ehli der ki: “İnsan kabir azabının hak olduğuna inandıktan sonra onun nasıl olacağı üzerinde oyalanmamalıdır. ‘Allah kabir azabının nasıl olacağını en iyi bilendir, kabre vardığımızda nasıl olacağını göreceğiz’ demelidir.”
Kabirde Münker ve Nekir’in sorgulamalarını inkâr eden kimse muhtemelen şöyle der:
– Bu hadise aklın kabullenemeyeceği bir şeydir. Çünkü bu, tabiat kurallarına aykırıdır. Böyle bir şey mümkün olabilse de ispat edilemez.
“Bu, akim kabullenemeyeceği bir şeydir. Çünkü bu tabiat kurallarına aylandır” iddiasını ele alalım. Böyle bir şey düşünmek, gerek peygamberliği gerekse onların mucizelerini hiçe saymak gibi bir şeydir. Zira onların mucizeleri de aklın kabul etmeyeceği kadar tabiat kurallarına aykırı ve olağan üstüdür.
Peygamberler de birer insan olmalanna rağmen melekleri görmüşler, kendilerine Allah’tan (celle celâiüh) vahiy gelmiştir. Allah’ın izniyle mucizeler gösterirler. Meselâ, Musa (‘aleyhi’s-selâm) için Kızıldeniz ikiye ayrılmıştır, asası bir ejderha olmuştur. Düşünülürse, bütün bunlar tabiat kurallarına aykırıdır. Fakat bunları inkâr eden dine girdiği gibi öylece çıkar.
“Böyle bir şey mümkün olabilse de ispat edilemez.” iddiasını ele alacak olursak; biz bu hâdisenin ispatına dair birçok haber naklettik. Anlamak isteyen kimseye yeter de artar bile… Yüce Allah kitabında bunu ispat mahiyetinde birçok ayet getirmiştir:
“Kim benim zikrimden yüz çevirirse ona dar bir geçim vardır. Kıyamet günü onu kör olarak haşrederiz.”(Tâ-Hâ 20/124) Müfessirler buradaki dar geçimden maksadın kabir azabı olduğunu söylerler.
Bir diğer ayet-i kerimede de şöyle buyrulmuştur:
“Allah iman edenleri dünya hayatında da, ahiret hayatında da değişmeyen sözle sağlam ve kararlı kılar.”