Ayet: “Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, ‘Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır.’ demişlerdi.”(Kehf; 10)
Hadis: “Mehdi zuhur edinceye kadar ümmetim haşrolunmaz. Allah (cc) ona üç bin melek ile yardım edecektir… Ashab-ı Kehf de onunla beraber bulunup kendisinin yardımcılarından olacaklar.”(Hz. Huzeyfe (ra))
Hikâye: “Ey Ashab-ı Kehf!”
Resûlullah (sav) Ashab-ı Kehf i görmek istedi. Allah “Dünyada onları göremezsin, fakat ashabından dört kişi gidip onlara (senin) peygamber olduğunu bildirsinler. İslam dinini tebliğ eylesinler” diye vahyetti. Peygamberimiz (sav) Cebrail (as) ile görüşünce, Cebrail (as) dedi ki, ‘Ya Resûlullah, mübarek hırkanızı yere seriniz, bir tarafına Ebû Bekir, bir tarafına Ömer, bir tarafına Osman, bir tarafına Ali (ra) otursunlar. Allah’a dua et, Süleyman’a (as) verdiği rüzgarı senin emrine versin.” dedi. Resûlullah (s.a.v) dua edince, o rüzgar geldi, onları götürdü. Mağara kapısına varıp, içeri girdikleri zaman, Kıtmir dirilip onları karşıladı ve Ashab-ı Kehf in bulunduklan yere getirdi. Allah, Ashab-ı Kehfi uyandırdı. Sahabiler, “Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü” diye selam verdiler. Onlar da “Ve aleykum selam ve rahmetullahi ve berakatühü” dediler. Sonra sahabiler dediler ki; “Ey Ashab-ı Kehf! Allah’ın peygamberi Muhammed bin Abdullah’ın size selamı var.” Ashab-ı Kehf “Allah’ın Resulü Muhammed’e selam olsun. Din-i İslam’ı kabul ettik. Bizden ona selam söyleyiniz.” deyip tekrar uyudular.
Cebrail (as) Resûlullah’a (sav) haber verdi. Ashab rüzgar ile geldiler. Resûlullah sual edip “Ashab-ı Kehfi nasıl buldunuz?” buyurunca, onlar da va- ziyeti anlatıp, selamlarını söylediler. Resûlullah dua edip ‘Ya Rabbi, benimle ashabımı ayırma, beni ve Ehl-i Beytimi sevenleri mağfiret et” buyurdu.