Yatma Şekli ve O An Okunması Gereken Dualar

By | 27 Ekim 2014

yatma-sekli-ve-o-an-okunmasi-gereken-dualar• Ebu Hureyre şunu anlattı: Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- yatağına girdiği zaman, şöyle derdi:
“Yedi göğün ve dünyaların Rabbi, her şeyin Rabbi olan tohumu ve çekirdeği çatlatıp yeşerten, Tevrat’ı, Incil’i, Zebur’u ve Furkan’ı indiren Allah’ım! Ben her şeyin kötülüğünden sana sığınırım. Çünkü onu alnından tutan sensin. Sen evvelsin. Senden önce olan hiçbir şey yoktur. Sen, ahirsin. Senden sonra olan hiç bir şey yoktur. Sen batınsın. Senden ileri hiçbir şey yoktur. Benim borcumu kurtar ve beni fakirlikten kurtar.”

Bismillahirrahmanirrahim. “De ki: O Allah birdir. Allah Samed’dir (O hiçbir şeye muhtaç değil, ama her şey O’na muhtaçtır). O doğmamış ve doğurmamıştır. O’nun hiçbir dengi yoktur.”

Bismillahirrahmanirrahim. “De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçünün şerrinden ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden, sabahın Rabbine sığınırım.”

Bismillahirrahmanirrahim. “De ki: İnsanların kalplerine vesvese sokan, pusuya çekilen cin ve insan (şeytanı)nın şerrinden, insanların Rabbine, insanların Melikine (Hakimine), insanların İlâhına sığınırım.”

Yatağa girerken ellerini birleştirip Ihlâs-Felâk ve Nâs sûrelerini okur ve sonra elleriyle başını, yüzünü ve bedeninin erişebileceği diğer yerlerini mesh eder. (Efendimiz -sallallâhu aleyhi vesellem- bunu üç defa tekrarlardı.)

“Allah, O’ndan başka ibâdet edilecek kimse yoktur, O Hayy’dır, Kayyûm’dur. Kendisine ne uyku, ne uyuklama gelir. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur. İzni olmadan O’nun katında kim şefâat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O’nun Kürsü’sü gökleri ve yeri içine alacak derecede kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O yücedir, büyüktür, azîmdir.”

“Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene imân etti, mü’minler de. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. “Allah’ın peygamberleri arasında ayrım yapmayız, işittik, itaat ettik, Ey Rabbimiz, affına sığındık, dönüş sanadır.” dediler. Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde yükümlü kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (günah ve şer) de kendinedir. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işleri de yükleme. Bizi affet! Bizi bağışla! Bize merhamet et! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl, bize yardım et!”

“Ya Rabbi! Senin isminle (yatağa) uzandım. Kalkınca da yine senin isminle kalkarım. Rûhumu alırsan bana merhamet et. Şayet uykudan canlı olarak kalkmayı nasip edersen, onu, sâlih-iyi kullarını muhâfaza ettiğin gibi koru.”

“Ey Allah’ım! Nefsimi (beni) sen yarattın. Ölümü de senin elindedir. Ölümü ve hayatı senin (irâden ile)dir. Diriltirsen, onu muhâfaza buyur; öldürürsen de onu bağışla, mağfiret ve af eyle. Ey Allah’ım! Senden âfiyet dilerim.”

“Allah’ım! Kullarını yeniden dirilteceğin günde beni azâbından koru.” (Bunu üç kere okur lafzı sahih değildir.

“Ey Allah’ım! Senin izninle ölür ve yaşarım.”
“Subhânallah (Allah noksanlardan münezzehtir) -33 defa-, Elhamdülillah (övgü Allah’a mahsustur) -33 defa- ve Allahu ekber (Allah en büyüktür) -34 defa- okunur.”

“Ey yedi kat göğün, azîm (büyük) Arş’ın, bizim ve her şeyin Rabbi olan ve çekirdek ile tohumu çatlatan, Tevrat, Incil ve Kur’an-ı Kerim’i indiren Allah’ım! Sen kendinden önce kimsenin gelmediği Evvel’sin, ve sen kendinden sonra kimsenin gelmeyeceği Ahir’sin, fevkinde kimsenin olmadığı Zâhir’sin. Sen (ey Rabbim!) Bâtın’sın, senden başka (kalıcı) bir şey yoktur. Her şeyin özü ve hikmeti sana aittir, başkasına değil. Senin mâhiyetini kimse idrak edemez, Zahir ve Bâtın’sın. Borcumuzu edâ et ve fakirliğin sıkıntısından kurtar.”

“İhtiyaçlarını karşılayan kimseleri olmayıp, barınaksız nice kimseler varken bizi yediren, içiren, ihtiyaçlarımızı karşılayan ve barındıran Allahu Teâlâ’ya hamd (ve şükürler) olsun.”
“Ey gaybı ve görünen âlemi bilen, göklerin ve yerin yaratıcısı, her şeyin Rabbi ve sâhibi olan Allah’ım! Senden başka ilâh olmadığına şehâdet ederim. Nefsimin ve şeytanın şer ve şirkinden, nefsimin günah işlemesinden veya bir müslümana günah yüklemekten sana sığınırım.”

“Allah’ım! Kendimi sana teslim ettim ve işlerimi sana emânet ettim ve yüzümü sana çevirdim. Azâbından korkarak ve sevâbını umarak sana sığınırım. Korkum da ancak sendendir. Senin (azap ve) ikâbından kurtuluş için tek sığınak ve kurtarıcı sensin. İlâhî! İndirdiğin Kitaba ve yolladığın Peygamber’e iman ettim.”

• El-Bera îbn Azib şöyle dedi: Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- yatağına girdiğinde, sağ tarafına yatar ve şöyle derdi:
“Allah’ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. Sırtımı sana dayadım. Ben senin rahmetini umar, azabından korkarım. Ancak, senin rahmetine sığınılır ve ancak senin rahmetinle kurtulunur. Ben, senin indirmiş olduğun kitabına ve göndermiş olduğun Peygamberi’ne inandım.”

Ayrıca Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur:

“Kim bu sözleri söyler ve o gece ölürse, İslâm fıtratı üzere ölür.”

• Huzeyfe Îbnu’l-Yeman şöyle dedi: Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- yatağına girdiğinde şöyle derdi:

“Bizi öldükten sonra dirilten Allah’a hamd olsun! Diriltmek O’na mahsustur.”