Taun Hastalığına Sabredenin Ecri

By | 4 Kasım 2014

taun-hastaligina-sabredenin-ecri• Yahya b. Ya’mer’den rivayete göre; “Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem- ’in zevcesi Aişe -radıyallâhu anhâ-, Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem-’e tauna dair soru sorduğunu haber vermiştir. Allah’ın Peygamberi -sallallâhu aleyhi vesellem- de ona taunun Allah’ın daha önce dilediği kimseler üzerine gönderdiği bir azap olduğunu, daha sonra Allah’ın onu mü’minlere bir rahmet kıldığını haber verdi. Binaenaleyh bir kulun bulunduğu beldede taun ortaya çıkar, o da sabrederek Allah’ın kendisi için yazdığından başkasının kendisine isabet etmeyeceğini bilerek şehrinde kalırsa, mutlaka ona şehit gibi ecir verilir.”

Açıklama:

“Tâûna sabreden kimsenin ecri.” Yani ister kendisi tâûna yakalanmış olsun, ister ikamet ettiği beldede baş göstermiş olsun…

“Allah onu mü’minlere rahmet kıldı.” Bu ümmetten iman edenlere rahmet kıldı. Ebu Asib yoluyla gelen İmam Ahmed’in naklettiği hadiste şöyle denilmektedir: “Bu sebeple tâûn mü’minler için bir şehitlik, onlara bir rahmettir; kâfir kimse için ise bir azaptır.” Bu hadis tâûnun ancak müslümanlara has bir rahmet olduğu hususunda açık ifadeler taşımaktadır. Eğer kâfirlere isabet edecek olursa, onlar için ancak ahiretten önce dünyada acilen verilen bir azap olur. Bu ümmetin isyankârlarına gelince, tâûn onun için bir şehitlik olur mu, yoksa şehitlik olması özellikle kâmil mümine mi mahsustur? Bu husus iyice düşünülmesi, tetkik edilmesi gereken bir konudur.

İsyankârdan maksat, büyük günah işleyen ve işlemekte ısrar ediyorken tâûna yakalanan kimsedir. İşlemekte olduğu günahların uğursuzluğundan ötürü şehitlik mertebesi ile şereflenmeyeceğini söylemek ihtimal dâhilindedir. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Yoksa kötülük işleyenler, kendilerini iman edip salih ameller işleyenler gibi kılacağımızı… mı sandılar?” Aynı şekilde İbn Ömer yoluyla rivayet edilen hadiste de tâûnun fuhşiyâtın açıkça işlenmesinden dolayı ortaya çıktığına delil teşkil eden ifadeler bulunmaktadır. Söz konusu bu hadisi İbn Mace ve Beyhakî şu lafızla rivâyet etmişlerdir: “Bir toplum arasında fuhşiyat, açıkça işlenecek hale gelecek şekilde ortaya çıkacak olursa mutlaka aralarında tâûn ve geçmişlerinde görülmemiş hastalıklar baş gösterir.”

“Sabredici olarak”, yani bundan tedirgin olmaksızın ve huzursuzluğa kapılmaksızın aksine Allah’ın emrine teslimiyet ile kazasına rıza göstererek katlanan demektir. Bu da tâûn sebebiyle ölen kimselerin şehit ecrini almaları için söz konusu edilmiş bir kayıttır. Bu sabır kaydı da tâûnun ortaya çıktığı yerde kalması, ondan kaçmak maksadıyla dışarı çıkıp gitmemesidir. Nitekim bundan önceki başlıkta bu hususa dair açık yasak geçmiş bulunmaktadır.