Resûlullah (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) anlatıyor: “Kıyametgünü ölüm, bembeyaz, güzel ve semiz bir koç suretinde cennetlik ve cehennemliklerin görebileceği bir yere getirilir. Sonra cennetliklere,
– Ölümü hatırladınız mı? diye sorulur. Onlar bakarlar ve onu tanırlar. Sonra cehennemliklere sorulur:
– Ölümü hatırladınız mı? Onlarda bakarlar ve hatırlarlar. Sonra ölüm olarak tanımlanan bu koç cennet ve cehennem arasında bir yerde kesilir. Ardından,
– Ey cennetlikler! Artık ölümsüzsünüz; bundan sonra ölüm yok! Ey cehennemlikler! Sizler de ölümsüzsünüz; ayını şekilde size de ölüm yok!”
Bu manaya ayet-i kerimede şöyle işaret edilmiştir:
“(Habibim!) sen onları İlâhi emrin yerini bulacağı vakit ile hasret (ve nedamet) günü ile uyar. Onlar gaflet içindedirler. Onlar hâlâ iman etmiyorlar.”
Konuyla ilgili olarak Ebû Hüreyre (radıyallâhu ‘anh) şöyle buyurmakta: “Günahkârın elindeki nimete gıpta edilmesin. Zira onun peşinde onu iştiyakla takip eden biri var. O da cehennem. Nitekim ayet-i kerimede şöyle buyrulmakta:
“Onların varacağı yer cehennemdir. Ateş yavaşladıkça onun ateşini onlar için artırırız.”
Tüm noksanlıklardan münezzeh olan Allah (celle celâlüh) en dorusunu bilendir.