Öfkelenmekten Sakınmak

By | 8 Ağustos 2014

hac-umre-seti

 

öfkelenmekÇünkü yüce Allah:

“Onlar ki, büyük günahlardan, hayâsızca davranışlardan uzak dururlar.

Öfkelendiklerinde de onlar bağışlarlar. ”

“Onlar bolluk ve darlıkta infak edenler, öfkelerini yutanlar ve insanları

affedenlerdir. Allah ihsan edenleri sever. ” diye buyurmuştur.

• Ebû Hureyre radıyallâhu anh’dan rivayete göre; “Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: Güçlü, kuvvetli kişi rakiplerinin sırtını yerine getiren kişi değildir. Asıl güçlü kuvvetli kişi, öfkelendiği vakit nefsine hâkim olabilendir.”

Süleyman İbn Surad’dan, dedi ki: “Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem’in hu­zurunda iki adam birbirine ağır sözler söyledi. Biz de onun yanında oturuyorduk. Onlardan birisi öfke ile arkadaşına söverken yüzü de kızarmış idi.

Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem bunun üzerine: Şüphesiz ki ben bir söz biliyorum. Onu söyleyecek olsa, mutlaka o hissettiği hali çekip gidecektir. Eğer: Kovulmuş olan şeytandan Allah’a sığınırım, diyecek olsa ‘bu hali kaybolup gi­der’, buyurdu.

Bunun üzerine orada bulunanlar adama: Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem ’in ne dediğini duymuyor musun, dediler. Adam: Ben deli değilim, diye cevap verdi.”

Açıklama:

“Güçlü kuvvetli kişi rakiplerinin sırtını yere getiren değildir.” Yani gücüyle insanların sırtını çokça yere getiren kişi değildir.

“ el-Hattabî dedi ki: Peygamber Efendimiz’in: “Kızma” buyruğu, kızgınlığa götüren sebeplerden uzak dur, kızgınlığı getirecek hallerle kendi kendini karşı karşıya bırakma, demektir. Bizatihi kızmanın kendisinin yasaklanması zaten söz konusu olamaz. Çünkü kızgınlık tabiî bir durum olup insanın tabiatından gitmesi düşünülemez.

Anlamının şöyle olduğu da söylenmiştir: Kızma, çünkü kızgınlığın çıkardığı en büyük şey, kibirdir. Kızmak, genelde kişinin istediği bir işe aykırılık halinde ortaya çıkar. Bunun sonucunda da kibir kişiyi kızmaya götürür. Ama nefsin kibri gidene kadar alçak gönüllü davranan kimse, kızgınlığın şerrinden kurtulur.