İşte mü’minlerin annesi Aişe radıyallâhu anh Safiye binti Huyey’i kıskanmasını ve Resûlullah’a sallallâhu aleyhi vesellem karşı kırıcı konuşmasını kendisi anlatıyor. O şöyle diyor: Allah Resûlü ile beraber bir yolculuğa çıkmıştık. Allah Resülü eşlerini de beraberinde götürmüştü. Benim yüküm hafifti ayrıca devem de kuvvetliydi. Safiye’nin ise yükleri ağır devesi de yavaş olduğu için bizde yavaş hareket ediyorduk. Hz. Peygamber kafilenin hızlı yol alması için” Aişe’nin yükünü Safiye’nin devesine Safiye’nin yükünü de Aişe’nin develerine aktarın” dedi. Ben bu durumu görünce “Ey Allah’ın kulları! Yardım edin. Şu Yahudi kadın Allah Resûlü yanında bizden daha değerli herhalde!” dedim. Hz. Peygamber Ey Aişe! Senin yükün hafif, Safiye’nin yükleri ise ağır olduğu ve kafile de yavaş yol aldığı için bu şekilde bir değişiklik yaptık deyince ben “Sen Allah’ın Resülü olduğunu iddia etmiyor musun?” dedim. O da ‘bir şüphen mi var Aişe’ diye cevap verdi. Bunun üzerine ben ‘mademki Allah’ın Resûlü olduğunu söylüyorsun o halde adil davranman gerekmez miydi?’ dedim. Bu sözlerimi işiten babam Ebu Bekir kızgın bir halde yüzüme vurmak için bana yöneldi ‘Allah Resûlü sallallâhu aleyhi vesellem ‘sakin ol ey Ebu Bekir’ diyerek onu durdurmaya çalıştı. Ebu Bekir radıyallâhu anh ‘ne dediğini duymadın mı ey Allah’ın Resûlü’ dedi. Sonunda Hz. Peygamber “Kıskanç bir kimse en tepesine bile çıksa vadinin dibini göremez.” buyurdu.”
Açıklama:
Kuşkusuz kıskançlık, kadında bir mizaçtır. Eğer erkekler kadınlara karşı kıskançlık mantığı ile muamele etmiş olsaydı, hayat çekilmez bir hal alırdı ve hiçbir evlilik hayatı kıskançlığın ateşinden kurtulamazdı. Fakat Allah azze ve celle erkeklerin kalbine akıl, sabır, hoşgörü ve soğukkanlılık bahşetmiştir. İşte önderimiz Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- mü’minlerin annesi Aişe -radıyallâhu anh-’nin bu davranışına karşı sabır ve hoşgörü ile karşılık veriyor ve netice olarak ortam açılıyor ve yaşam olduğu üzere akışına devam ediyor…