Öğrencilerinden Cündüb, Abdullah b. Abbas’a:
– Bana tavsiyede bulunur musun? deyince:
– Sana Allah’a şirk koşmaktan uzaklaşıp bu doğrultuda amel etmeni, namaz kılmanı, zekâtt vermeni tavsiye ederim. Bundan sonra yaptığın her hayırlı iş makbul olur, Allah’a sunulur.
Ey Cündüb! Her günü hayatının son günü olarak bil ve veda edecekmiş gibi namaz kıl! Dünyada garip, misafir ve kabirde yatanlar gibi ol!
Yanlış yaptığında, tövbe et! Dünya, gözünde ayakkabının bağından daha değersiz olsun. Zira ondan ayrılıp, Rabb’ine doğru yöneldiğinde, amelinin dışında geride bıraktıkların sana hiçbir faydası olmayacak.
Bir başkasına ise şu tavsiyede bulundu:
“Seni ilgilendirmeyen konuda konuşma! Çünkü fuzulî olan o konuşma sonucunda herhangi bir günaha bulaşmaktan emin olamazsın!
Seni ilgilendiren konularda ise yeri gelince konuş! Nice hakkı konuşan vardır ki yerli yerinde konuşmadığı için yanlış yapmış, konuştuğuna pişman olmuştur.
Kardeşinin gizlediği bir şeyi açığa vurma. Benzer bir şeyi sen gizlediğinde, onun açığa vurmasını ister miydin?
İhsana ulaşacak kişinin ameli gibi amel et!”
Bu tavsiyeleri duyan biri:
– Ey Abbas’m oğlu! Bu tavsiyelerin 10.000 dirhemden daha kıymetlidir, deyince
Hayır, her biri 10.000 dirhemden daha hayırlıdır, dedi.”