Bazı âlimler, mü’min hanımların ziynetlerini, gayrimüslim hanımlara göstermelerinin eşlerine anlatma ihtimali nedeniyle caiz olmadığını belirtmişlerdir. Nitekim Yüce Allah; ‘… Veya kendi kadınlan… Yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. buyurmuştur. Ayetteki ‘kendi kadınları’ ifadesi, mü’min hanımları belirtmektedir. Bu nedenle müşrik, zimmet ehli ve diğer gayrimüslim kadınlara ziynetler gösterilemez.
Bazı âlimler ise, mü’min hanımların ziynetlerini, gayrimüslim hanımlara göstermelerinin caiz olduğunu, kadına bakma konusunda mü’min hanımlarla, gayrimüslim hanımlar arasında bir fark bulunmadığını belirtmişlerdir. Buna delil olarak, Yahudi kadınların, Peygamber hanımlarının yanlarına girdiklerini; buna rağmen Peygamber hanımlarının onlara karşı tesettür ve hicap uygulamakla em- rolunmadıklarını zikretmişlerdir.
- Nitekim Yahudi bir kadın, Aişe validemizin yanına geldi ve ona kabir azabından bahsetti Aişe validemiz bunu Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem’e sordu. O da; “evet kabir azabı [vardır]…” buyurdu.
- Esma radıyallâhu anhâ anlatıyor; ‘Annem ziyaretime gelmişti ve henüz müslüman değildi. Rasûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem-‘e ona yakınlık göstereyim mi?’ diye sordum; bana “evet” dedi.
Açıklama:
Erkeklerle hanımlar arasındaki örtünün bir anlamı vardır. Mü’min hanımlarla, gayrimüslim kadınlar arasında ise, böyle bir anlam bulunmamaktadır. Dolayısıyla müslüman erkekle, gayrimüslim arasında tesettür gerekmediği gibi, mü’min hanımlarla gayrimüslim kadınlar arasında da tesettür gerekmemektedir. Çünkü tesettür ancak bir nassla veya kıyasla şart olur. Oysa bu konuda böyle bir nass ve kıyas bulunmamaktadır. Ayetteki ‘kendi hanımları…’ ifadesiyle, bütün hanımların kastedilmiş olması muhtemeldir. Allah en doğrusunu bilendir.
Ancak, ehl-i kitaptan olan kadınların, müslüman hanımları kendi kocalarına veya başka erkeklere anlatmalarından endişe ediliyorsa, onlara karşı tesettürlü olunması gerekir. Alah, en doğrusunu bilendir.