Misafirin Yanında Öfkelenmenin ve Sabırsızlanmanın Mekruh Oluşu

By | 7 Temmuz 2014

pardesu

 

öfkelenmekAbdurrahman İbn Ebi Bekr radıyallâhu anh’dan rivayete göre; “Ebû Bekiı radtyallâhu anh’a birkaç kişi konuk oldu. Abdurrahman’a: Sen misafirlerine göz kulak ol, ben Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem’in yanına gideceğim. Sen de bu arada ben gelmeden önce onlara gereken ikramı yapmış, yemeklerini yedirmiş ol, dedi.

Abdurrahman gidip yanında ne varsa getirdi ve: Yemeğe buyurun, dedi. Onlar: Ev sahibimiz nerede, diye sordular. Abdurrahman: Siz buyrun yiyin, dedi ama onlar: Evimizin sahibi gelinceye kadar biz yemeyeceğiz, dediler. Abdurrah­man: Siz yine de bizim bu ikramımızı kabul ediniz. Çünkü ev sahibi gelip de sizin yemek yemediğinizi görürse ondan azar işitiriz, çekeceğimiz vardır, dedilerse de misafirler yemek yemeyi kabul etmediler.

Ben Ebû Bekir’in bana kızacağını anladım. Geri gelince önünden bir kena­ra çekildim (saklandım). Ne yaptınız, diye sordu. Onlar da ona durumu haber verince: Ey Abdurrahman, diye seslendi. Ben susup ses çıkarmadım, sonra: Ey Abdurrahman dedi. Ben yine ses çıkarmadım. Tekrar: Ey cahil herif! Eğer benim sesimi işitiyorsan, sana mutlaka gelmelisin, diye and veriyorum, dedi. Bu sefer ben de çıktım: Misafirlere sor dedim. Onlar: Doğru söylüyor, o bize yemeğimizi getirdi, dediler.

Ebû Bekir: Demek siz beni beklediniz. Allah’a yemin ederim, bu gece ben bu yemeği yemeyeceğim, dedi. Diğerleri de: Allah’a yemin ederiz, biz de sen ondan yemedikçe onu yemeyeceğiz, dediler.

Ebû Bekir: Ben bu gece gibi şerlisini görmedim. Yazık size, siz nesiniz? Niçin bizim size ikramımızı kabul etmiyorsunuz, dedi.

(Abdurrahman’a dönerek): Yemeğini getir, dedi. Yemek geldi. Ebû Bekir elini yemeğe uzatarak: Bismillah, birincisi şeytandandı deyip kendisi de yedi, misafirleri de yedi.”