Komşuya İkramda Bulunmak

By | 21 Eylül 2014

namaz-kildiran-seccade

 

ikram-misafirMücâhid’den şöyle rivayet edilir. “Abdullah b. Amr b. el-Âs’ın hizmetçisine şöyle dedi:

–         Bir koç kes ve ondan Yahudi komşumuza da ikram et.

Bundan sonra Abdullah bir müddet daha konuştu. Sonra tekrar hizmet­çisine,

–         Koçu kestiğin zaman Yahudi komşumuza da ikram et, dedi. Hizmetçi aynı emrin ikinci kez tekrarlanmasından rahatsız olunca,

–         Şu Yahudi komşumuz yüzünden bize çok sıkıntı veriyorsun, dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Amr ona şu cevabı verdi:

–         Sana yazıklar olsun! Resûlullah (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) bizlere devamlı komşu haklarını gözetmemizi tavsiye ederdi. Öyle ki neredeyse komşuyu komşuya varis kılacak zannetmiştik.”

Ebû Şurayh el-Ka‘bî (radıyallâhu ‘anh) Nebî (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) şöyle riva­yet etmiştir:

“Allah’a ve ahiret gününe inananya hayır söylesin ya da sussun. Allah’a ve ahiret gününe inanan komşusuna iyi davransın. Allah’a ve ahiret gününe ina­nan kimse misafirine ikramda bulunsun. Misafirlik üç gündür. Bundan sonrası ise sadakadır.”

Hasan-ı Basrî şöyle rivayet eder:

“Resûlullah’a (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem), ‘Ey Allah’ın Resûlü! Komşunun komşu üzerindeki hakları nelerdir?’ diye soruldu. Resûlullah (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) şöyle cevap verdiler:

Senden borç istediği zaman verirsin. Davet ettiğinde icabet edersin. Hasta­landığı zaman ziyaret edersin. Yardım istediği zaman yardımda bulunursun. Başına bir kötülük geldiğinde onu teselli edersin. Sevindirici bir hadiseyle kar­şılaşınca tebrik edersin. Öldüğünde cenazesine katılırsın. Uzak bir yere gitti­ğinde evine ve ailesine göz kulak olursun. Tencerenden çıkan yemeğinin koku­suyla ona eziyet etmezsin ya da pişenden ona da ikram edersin.”

Hadisin bir başka rivayetinde burada zikredilen dokuz maddeye ilâveten onuncusu da zikredilmiştir:

“Onun gönül hoşnutluğunu almadıkça evini onun evinden yüksek yapmazsın.” Ebû Hüreyre’den rivayet edilir: Nebî (saiiailâhu ‘aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

“Cebrâil bana komşu hakkına dikkat edilmesini öylesine sıkı öğütledi ki, ne­redeyse komşunun komşuya mirasçı olacağını sandım.”

Yine Ebû Hüreyre (radıyallâhu ‘anh) Resûl-i Ekrem’in (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu rivayet eder:

“Ey Ebû Hüreyre! Haramlardan titizlikle sakın ki, insanların en âbidi olasın. Allah’ın sana verdiğine razı ol ki, insanların en zengini olasın. Komşuna iyilik et ki, gerçek mümin olasın. Kendin için sevdiğini insanlar içinde sev ki, gerçek mümin olasın. Gülmeyi azalt, çünkü çok gülmek kalbi (mânen) öldürür.” Yüce Allah Kitâb-ı Mübîn’inde şöyle buyurur:

“Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın”Yani Allah’a tevhid üzere inanarak iman edin, kulluk edin. O’na hiçbir şekilde ortak koşmayın. “Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak kom­şuya iyi davranın”Yani anne ve babalarınıza son derece iyi dav­ranın, akrabalarınızı ziyaret ederek ve hediyeleşerek bağlarınızı güçlendirin. Yoksul ve yetimlere sadaka vererek, güzel söz söyleyerek gönüllerini hoş edin. Aranızda akrabalık bulunan ve bulunmayan komşularınızla iyi geçinin.