Komşunun Önemi

By | 8 Eylül 2014

hac-umre-seti

 

ikram-misafirAişe radıyallâhu anhâ’dan, rivayete göre Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Cibril bana komşuyu o kadar tavsiye edip durdu ki sonunda onu mirasçı kılacak sandım.

 

Açıklama:

“Cibril bana komşuyu o kadar çok tavsiye edip durdu ki, sonunda onu mirasçı kılacağını zannettim.” Yani Cibril’in, Allah’tan aldığı emir üzere komşuyu komşuya mirasçı kılacağını zannettim.

Burada mirasçı kılmaktan maksadın ne olduğu hakkında görüş ayrılığı vardır. Akrabalar ile birlikte ona da verilecek bir pay tayin edilmek suretiyle malda onun ortak edileceği anlamında olduğu söylenmiştir. Bu husustaki haber, böyle bir mirasçı kılmanın gerçekleşmediğini de ortaya koymaktadır.

İbn Ebi Cemra dedi ki: Komşu (el-câr) lafzı müslümanı da, kâfiri de, âbidi de, fâsıkı da, arkadaşı da, düşmanı da, yabancıyı da, hemşeriyi de, faydalıyı da, zararlıyı da, yakını da, uzağı da, evi daha yakın olanı da, daha uzak olanı da kapsar. Komşunun, biri diğerinden daha üstün pek çok mertebesi vardır. Bunun en yüksek mertebede olanı, kendisinde ilk olarak sayılan bütün niteliklerin bulunduğu şahıstır. Sonra da daha çok bulunan daha önde gelir ve yalnızca bu niteliklerden sadece birisini taşıyana kadar iner.

Abdullah İbn Amr hadisi rivayet edenlerden birisidir bunu genel anlamı ile yorumlamıştır. Bu sebeple kendisi için bir koyun kesildiğinde o koyundan Yahudi komşusuna hediye verilmesini emretmiştir. Bu rivayeti Buhari, el-Edebü’l- Müfred’de ve hasen olduğunu belirterek Tirmizi rivayet etmiştir. Sözünü ettiğim bu hususlara Taberani’nin rivayet ettiği merfu bir hadiste işaret edilmiş bulunmaktadır: “Cabir radıyallâhu anh, Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem’den şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: Komşular üç türlüdür. Bir komşu vardır ki tek bir hakkı vardır, bu da müşrik olandır. Bunun yalnızca komşuluk hakkı vardır. Bir komşu da vardır ki iki hakkı bulunmaktadır. Bu da komşuluk hakkı ile İslâm hakkı bulunan kimsedir. Bir komşu da vardır ki üç hakkı vardır. Bu da akrabalık bağı bulunan müslüman (komşu) kişidir. Bunun komşuluk, müslüman olmak ve akrabalık hakları vardır.”

Şeyh Ebû Muhammed İbn Ebi Cemra dedi ki: Komşu haklarının korunması, imanın kemalindendir. Cahiliye dönemi insanları da bu hakka dikkat eder ve korurlardı. Komşu hakkına rivâyet etmeye dair emre uymak hediye, selam, onunla karşılaşıldığı vakit güler yüz göstermek, halini kollamak, ihtiyaç duyduğu hallerde ona yardımcı olmak ve buna benzer güç çerçevesinde ona çeşitli yollarla iyiliklerde bulunmakla gerçekleşir. Aynı şekilde maddi ya da manevi türlü eziyetlerin ona ulaşmasına neden olacak sebepleri önlemek de böyledir. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem bir sonraki hadiste geleceği üzere kötülüklerinden yana komşusu emin olmayan kimsenin imanının olmayacağını söylemiştir.