Evlilik içi cinsel hayatta bedenî ve rûhî doyuma ulaşılabilmesi için yapılması gereken ilk iş; İslâm îmanı ve özel ibâdetleriyle güçlenmek, cinsel haramlardan korunarak kuvvetlenmektir.
Allah’a ve varlıkları kuşatıcı kader programına, Ahiret Günti’ne, Cennet ve Cehennem’e inanan insan, hayatı temellendirip gayelendirmiş olacağından rûhî istikrara ermiş, madde planında gelecek endişesinden kurtulmuş, elemlerden arınmış olur. Namaz, oruç, zekât, duâ ve zikir gibi ibâdetlere devam eden mümin de iç dünyasını aydınlatmış, yaşantısını düzene sokmuş olur.
Bu ibâdetli mü’min; bir de gözünü şehvetli bakışlardan, nefsini zinâ v. s. den korur, alkollü içkilerden uzak durur, helâl kazançlarla alınmış helâl gıdalardan yer-içerse giderek cinsel gücü artar, arzusu gelişir ve heyecanı da şiddetlenir.
Bu mü’min, hele hele cinsel vasıflı din kültürü almış, böylece helâl cinsel hayatın ibâdet hayatının bir bölümü olduğunu da öğrenmişse, şehevî arzuya kutsal bir neşe de katılmış olacağından, cinsel heyecan bakımından üst düzeye varmış olur.
Böyle bir insan, cinsel tatmine eremezse kim erebilir?
O halde yapılması gereken ilk iş, Kur’ân ve Sünnet insanı olmak yani; îmanlı, ibâdetli ve tevbeli bir kul olmaktır.