İkinci Fasıl

By | 17 Mart 2015

ikinci-fasilTarih yazanlar, siyer anlatanların ulu kişileri kitaplarında şöyle demişlerdir:

— Hazret-i Muhammed (S.A.V.) ve Hazret-i Ebû Bekir (Allah ondan razı olsun üç gün, üç gece bu mağarada kaldılar.

Her gün beş vakit namazlarını kılarlardı. Dördüncü günü perşembe günüydü. Veya Rebiü’l-evvel ayının başında, o ayın beşinci günüydü. Amir bin Fehr ve Abdullah bin Uraykıt mağaraya geldiler. O iki deveyi getirdiler. Seyyid’il Mürselin (S.A.V.), Cez’a adındaki deveye bindi. Ebû Bekir’i de arka tarafa aldı. Amiple Abdullah’ı da öteki deveye bindirdiler. Deniz kıyısı yolunu tuttular. Güneş doğuncaya kadar gittiler. Hepsi de düşman şerrinden güvenç içinde kaldılar.

Nakledildiğine göre Kureyşli haberdar olur endişesi ile yolun dışında yolculuk yaparlardı. Ahfe denilen yere gelince Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in mübarek hatırına vatan geldi, derinden bir ah çekti. O zaman Cebrail (A.S.) gökten inip:
— «Doğduğun şehre özlem mi duydun?» diye sordu. O da:

— «Evet! Özledim ve ona müştakım!» dedi. O zaman Cebrail (A.S.) şu âyet-i kerimeyi Cenab-ı Allah’tan indirdi:
«Gerçektir ki Kuran’ı sana inzal buyuran Allah, seni Mekke’ye geri çevirecektir.» (Kasas sûresi, âyet: 85)
Cebrail (A.S.) böylece Mekke’nin fethini müjdelemiş oldu. Sonra da bir taşın gölgesinde oturdular. Ebû Bekir (Allah ondan razı olsun) dört çevreyi dolaştı. O anda bir sürü koyunla bir çobana rastladı, ona:

— «Kimin koyunlarıdır bunlar?» diye sordu. Bildiği bir kişinin koyunlan olduğunu anlayınca çobandan süt istedi. Çoban da bir koyun seçerek bir kap süt sağdı. Hazret-i Ebû Bekir o süte soğusun diye biraz su kattı. Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in yanına götürdü, o ise uykudan yeni uyanmıştı. Doyuncaya kadar ılık sütten içti. Kalanını yol arkadaşlarına verdi.

Sonra yine yola düştüler. Yolda da nice olay geçti. Onlar da sırasıyla anlatılacaktır.