1- Mızmızlanıp hasta gibi davranan değildir. Geçici bir durumdan veya hafif bir ağrıdan dolayı çokça şikayetlenip hasta gibi davranmaz. Hiçbir koca hastanede yaşamayı istemeyeceği gibi eve döndüğünde derdini ve kederini biraz daha artıracak bir kadını görmek için sabırsızlanmaz.
2- Her yaptığını ve iyiliklerini başa kalkmaz. Kocası için bazı çıkarlarından ve şahsi işlerinden vazgeçtiğinde, yüzüne karşı “Bunları senin için yapıyorum” demez.
3- Bir şekil üzere donup kalmaktan ve rutinlikten uzaktır. Evin hc vasini değiştirme ve güzelleştirme yollarından biri de evdeki rutin havayı değiştirmektir. Bu ister evin eşyalarında olsun, ister giyim de isterse de yeme ve içme adetlerinde olsun fark etmez. O sürekli yenilikçi bir kadındır.
4- Onun boş zamanı yoktur. Hizmetten uzak bir şekilde yıldızlarda yaşamadığı gibi bilakis evinin işlerini bizatihi kendisi yapar. Böyle birisinde boş vakit ne gezer? Aylaklık ona nasıl ulaşabilir? Kuşkusuz boş kalma ve tembellik, evlilik ilişkilerinin duraksamasının en büyük nedenlerinden olduğu gibi şeytan için, kadının tali haklarını hatırlatıp bunları abartmasının en kaçmaz fırsatlarından biri olacaktır.
5- İbni Ömer’in şu sözünün yaşayan örneğidir: “İyilik yapmak kolay bir şeydir: Güler yüz ve yumuşak söz.” O, güler yüzlü, dostane, konuşması ve hitabı tatlı olandır. Ne asık surat ne de katılık, ona erişmek için yol bulamazlar.
6- “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” denilir. İdeal eş, kocasının hayatını yenileyen, kalbinde güven, huzur ve coşku oluşturarak onu hayra yönler diri, teşvik eder ve sürekli yanında durur. Tıpkı Hatice radıyallâhu anh’nin Resûlullah’a sallallâhu aleyhi vesellem dediği gibi: “Hayır! Asla Allah seni yüzüstü bırakmayacaktır.” dediği gibi.
7- Kocası bir hedefini gerçekleştirdiğinde ona daha yükselmesi için yeni ufuklar ve başka hedefler açar. Hedeflerini gerçekleştirene kadar kocasının yanında durur ve ona ümit ve coşku ruhunu aşılamaya çalışır. Tıpkı Hatice radıyallâhu anh ’nin ve Habeşistan’a hicret eden muhacirlerin eşlerinin yaptıkları gibi…
Musibetin bir türü de; erkekle kadının ideal ve hedeflerinin farklı olmasıdır. Birisinin idealleri ve hedefleri kapasitesinin en yükseğindeyken diğerininki bayağı ve sıradandır. Birinin gönlü Süreyya yıldızındayken diğerininki yerlerdedir.
8- Erkeği anlamaya çalışarak onunla uyum içinde olmaya çaba sarf eder. Onu can kulağıyla dinler. O, hiçbir erkekle hiçbir kadın arasında, tüm sıfatların tamamen bir benzerlik ve uyuşma arz etmesinin imkânsız olduğunu ve bu nedenle bazı şeylerden vazgeçmenin, engelleri aşmanın ve ufak tefek şeylerin muhasebesinin yapılmamasının gerektiğini idrak etmiştir.
9- O, kocasına karşı esnek ve ani olacak her durumu hesabına katarak bu durumlara göre hareket etmeye hazırlıklıdır. Kocasının başka bir yere taşınması icap ederse, o da taşınır. Eğer bir evde oturmaya güç yetiremiyorsa, şehrine ve semtine bağlı kalmadan kocasına tabi olur.
10- Kocasıyla birlikte yolculuk yapmada, usanmadan azimle sebat eden batılı bir kadın şunları söylüyor: “Düşünce ve meşrep bakımından benden tamamen farklı insanların yaptığı şeyleri, kendimin de yapabileceğimi öğrendim. Temel gereksinimlere kıyasla önemsiz olan, günlük sıkıcı durumlara aldırış etmemeyi öğrendim. Mutlu bir evin, uyumlu eşyalar ve sağlam edevatla kurulmayacağını ve mutlu bir evin ancak sevgi, anlayış, sıcak davranışlar ve her geçici durumdan en iyi şekilde zevk almaya çalışmakla olacağını öğrendim. Bunlardan daha da önemlisi ise, başarı ve mutluluğun, gelir seviyesinin artması ve refah düzeyinin yükselmesiyle hiçbir alakası olmadığına kesin bir şekilde inanmış olarak çıkmamdır.”
11- Ketumdur. Kocasının sırlarını ifşa etmez. Kocasıyla konuştukları odasının duvarlarından dışarı çıkmaz. Cömertliği, cimriliği, sevinci ve hüznü gibi kocasının hakkındaki şeyleri herkesin yanında konuşan kadınları küçük görür. Zira bu en çirkin sıfatlardan biridir.