Hz Muhammed(s.a.v)’in Medineye Yolculuğu : Beşinci Nükte

By | 17 Mart 2015

hz-muhammeds-a-vin-medineye-yolculugu-besinci-nukteÖrümceğin hallerini anlattık. Şimdi de Hazret-i Ebû Bekir’in ayağını ısıran yılana gelelim:
— Tâcil hassas adındaki kitapta şöyle denilmiştir: — «Bir gün bir yılan İsâ (A.S.)’a geldi:
— Ey Allah’ın Ruhu! dedi. Mekke yolu nerededir?
İsâ (A.S.) ona:
— «Mekke’de ne yapacaksın?» diye sordu. Yılan da:
— «Altıyüz yıl var ki Muhammed (S.A.V.)’in aşkı bana müyesser ve nasip oldu. Şimdi sevgi ateşi yüreğimi yakıyor. Artık sabrım kalmadı. Onu aramaya gidiyorum.» dedi. İsâ (A.S.) da:

— «Benimle onun arasında 600 yıl var.» dedi:
— «Ey Allah’ın Ruhu! Rabbimin rahmetinden beni ümitsiz kılma!» dedi. Hazret-i İsa da:
— «Öyleyse sen şu Mekke yolunu tut!» dedi. Mekkeye erişen yolu gösterdi. Yılan da sürüne sürüne, yuvarlana yuvarlana o mağaraya geldi. Orada yetmiş delik açtı. Eğer bir delik kapatılırsa ötekilerden o Hazretin yüzünü görmek istedi. Altı yüz yıl bekledi. Ebû Bekir (Allah ondan razı olsun), o delikleri hırkasının parçalan ile kapatınca iki delik açık kalmıştı o delikleri mübarek ayaklarının ökçeleri kapatmıştı.
Bir rivayete göre bir deliği ökçesiyle, bir deliği de bir ayağının, başparmağı ile tıkadı. Hazret-i Muhammed (S.A.V.) de, Ebû Bekir’in dizine yaslanıp uyumuştu. Ebû Bekir (Allah ondan razı olsun) onun yüzünün sonsuz güzelliğine bakıp ağlamaktaydı. Bir şey hatırına gelerek kendi kendisine dedi ki:
— Ey Kahafe oğlu! Bu saadete nail oldun. Allah korusun, eğer ayrılığa uğrarsan bu nimet senden uzaklaşır, gider.
O zaman hatiften bir ses geldi:

— «Ey Ebû Bekir, korkma! Sen dünyada da, kabirde de ve Cennet’te de Allah’ın Habibinden ayrılmayacaksın.» dedi.
O yılan, nice kez başını Ebû Bekir’in mübarek ayağına vurarak Hazret-i Muhammed (S.A.V.)’in Mübarek yüzünü görmek istedi ise de muradına eremedi. Son çare olarak dişinin ucu ile Sıddık’m ayağını yalnız geri çekmesi için ısırdı. Böylece dileğine erecekti. Bu ısırışın acısından Hazret-i Ebû Bekir ağladı, gözyaşları döktü.

Rivayete göre Hazret-i Resulullah (S.A.V.) yılanı azarlayarak:
— Niçin benim mağara arkadaşımı soktun? dedi. Yılan da özür dileyerek dedi ki:
— «Bin ikiyüz yıl var ki senin hasret ve özleminle taş yastığım, toprak döşeğim oldu. Bu mağaraya çekildim. Sana hasret çektim. Şimdi dileğimin yolunu kapalı buldum. Ben de bu küstahlığa cesaret gösterdim. Ey Allah’ın Resulü! Bu boynum kıldan incedir. Ferman şenindir!» dedi. Ve Peygamber (S.A.V.) de bu özrü kabul etti.