Ayet: “Ey Dâvud, biz seni yeryüzünde (senden öncekilerin yerine) hükümdar yaptık. İnsanlar arasında adaletle hükmet, keyfine uyma. Sonra seni Allah yolundan saptırır. Allah’ın yolundan sapanlara, Allah’ın hesap gününü unuttuklarından dolayı çetin bir azap vardır. ”
(Sad; 26)
Hadis: “Allahu Teâlâ’ya en sevimli oruç, Dâvûd‘un orucudur. O, bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi. Allah’a en sevimli namaz da Dâvûd namazı idi. O, her gecenin yansında uyur, üçte birinde de (nafile) namaz kılardı. Altıda birinde de yine uyurdu.”
(Müslim, Siyam, 183; Nesâî, Siyam, 69)
Hikâye: Yükselen Nur’un Mahiyeti
Hz. Davut Peygamber, bir gün Zebur okurken kitaptan bir nur yükseldiğini; bu nurun odayı doldurduğunu ve kalbinin rahatladığını gördü… Ve bu hal, her Zebur okuyuşunda tekrar etti. Nurun mahiyetini Allahu Telala’ya sordu: “Ya Rabbi bu nur neyin nesidir?” “O, habibim Muhammed Mustafa’nın (sav) nurudur. Cümle âlemi onun hatırına yarattım.”
Bu tüyler ürperten ilahi cevap üzerine Hz. Davut Peygamber, yüksek sesle “Lailahe illallah Muhammedün Resûlullah” dedi. Bütün yırtıcı hayvanlar, kuşlar, böcekler ve yılanlar, çevresine toplandılar ve: “Öyledir ya Davut!” diyerek onu doğruladılar.
Bu olaydan sonra Hz. Davut Peygamber, Zebur okumaya başlarken kelime-i tevhit söyler oldu.