Her An Umutlu Olunmalı

By | 2 Temmuz 2014

hac-umre-seti

 

çocuk olmamasıAllah (c.c.): “O, onlar ümitsizliğe düştükten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayandır. ” ve
“Şüphesiz zorlukla birlikte bir kolaylık vardır. Şüphesiz zorlukla birlikte bir kolaylık vardır. ” buyurmuştur.

• İbn Abbas radıyallâhu anh Resûlullah’ın sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Bil ki, hoşlanmadığın bir şeye sabretmede çok hayır ve fayda vardır. Zafer sabırla elde edilir. Kurtuluş sıkıntının yanı başındadır. Zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.”

Açıklama:
Hasta kardeşim! Hangi hastalığa yakalanmış olursan olsun, hastalığın ne kadar şiddetlenirse şiddetlensin ve ne kadar uzarsa uzasın ümitsizliğe düşme, kurtuluşu bekle. Çünkü sıkıntıyla birlikte kurtuluş, zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.

• Ebû Ruzeyn radıyallâhu anh der ki: Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem: Rabbimiz kullarının, sıkıntılarının bitmesi çok yakınken ümit kesmelerine güler”

buyurdu. Ben: “Ya Resûlullah! Rabb güler mi?” dedim. “Evet” buyurdu. Ben: (Umarım) İyi şeylere gülen rabbimizden mahrum kalmayız.” dedim.

Başka bir rivayet şöyledir: “Sıkıntı ve ümitsizlik içinde iken Rabbiniz size nazar eder ve kurtuluşunuzun yakın olduğunu bildiğinden halinize güler.”

Onun için peygamberlerin (Allah’ın selamı üzerlerine olsun), durum ne kadar ciddileşirse ciddileşsin ye’sten uzak durduklarını görüyoruz. Örneğin Yakup (a.s.) yıllarca Yusuf’tan (a.s.) uzak kaldıktan sonra bile şöyle demişti: ”£y oğullarım! Gidin de Yusuf u ve kardeşini iyice araştırın, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kes¬mez.” Allah da (c.c.) uzun bir ayrılıktan sonra Yusuf’u ve kardeşini onlarla bir araya getirmişti.

Allah’ın (c.c.) peygamberi Eyyub’a (a.s.) bakın; on sekiz yıllık hastalığından ve musibetinden sonra hâlâ şifadan ümit kesmemiş ve Rabbine dua etmişti: “Eyyub’u da (an). Hani Rabbine: “Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin” diye niyaz etmişti. Allah’ın (c.c.) yardımı ve kurtuluş yakındı; Allah (c.c.) şöyle buyurur: “Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik ve ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik. ”

Sıkıntıdan sonra kurtuluşun geldiğine delalet eden birçok olay bulunmaktadır. Yüce Allah’ın Nuh’u (a.s.) kurtarıp kâfir olan kavmini boğması, İbrahim’i (a.s.) ateşten kurtarması, Musa’yı (a.s.) kurtarıp Firavun’u ve kavmini boğması; Yunus’u (a.s.) balığın karnından çıkartarak kurtarması, İsa’yı (a.s.) göğe yükseltmesi bunlardan bazılarıdır. Benzeri şeyleri Peygamberimiz de sallallâhu aleyhi vesellem yaşamıştır; hicret ederken sığındıkları sevr mağarasında, Bedir, Ahzap ve Huneyn gazvelerinde olanlar ve daha pek çok olay gibi.