Hatim Duası(Türkçe)

By | 2 Nisan 2015

hatim-duasiturkce     Hatim duası şöyle yapılabilir:

“Allâh doğru söyledi. 0 ki insanları eşsiz bir şekilde yarattı, gereğince hareket etsinler diye emirler ve yasaklar koydu, ışığı yaratıp kâinatı nurlandırdı. Rızkı yarattı ve bollaştırdı. (Sınamak için) kullanın başını gâh belaya soktu, gâh onları nimete mazhar kıldı. Suyu akıttı ve akıntıya süreklilik verdi. Gökyüzünü âdeta yükseltilmiş ve korunaklı bir tavan kildi; yeryüzünü ise âdeta bir sergi gibi yaydı. Ayı yörüngesinde yürütüp doğdurdu. O, her türlü eksiklikten beridir; O’nun mekânı ne yüce ve yüksektedir. Kudreti ne büyük ve eşsizdir. Yaptığını geri çevirecek, yarattığını değiştirecek, yücelttiğini alçaltacak, birleştirdiğini ayıracak hiçbir varlık yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Onunla birlikte başka bir ilâh yoktur.

Allâh doğru söyledi. O ki zamanları planlamış, kaderi belirlemiş, işleri evirip çevirmiştir. O ki gönüllerdeki gizli duyguları ve ardarda gelen karanlıkları bilir. Zoru kolay, kolayı zor eder. Engin denizleri insanların hizmetine sunmuş, hak ile bâtılı ayırma rehberi olan ve insanlan aydınlatan Kur’ân ve Tevrat, İncil ve Zebûr’u indirmiştir. Kur’ân’a, Tur dağına, Levh-i Mahfûz’a, Beyt-i Ma’mûr’a ve yeniden dirilişe yeminler etmiştir. Karanlıklar ve aydınlığı; cennet uşaklarını ve ceylan gözlü dilberleri, bahçeleri ve köşkleri yaratmıştır. Allâh dilediklerine mesajını işittirir; ama sen kabirlerde yatan ölülere hiçbir sözünü işittiremezsin.

Allâh doğru söyledi. O ki izzet sahibidir, yüceler yücesidir. Bu yüzden kimse ona ilişimez ve bir zarar veremez. Bütün varlıklar onun yüceliği karşısında alçalıp boyun eğmiştir. Gökyüzünü yükseltmiş, yeryüzünü yayıp genişletmiştir. Nehirleri kaynağından fışkırtmış, denizleri ise birbirinden ayırmıştır. Yıldızlan dünya halkının hizmetine amâde kılıp geceleyin doğdurmuş, yağmur bulutlanın gönderip yağmur yağdırmış, aydınlığı yaratarak etrafı pümûr etmiştir. Mûsâ (a.s.) ile konuşup sözünü ona işittirmiş, dağa tecellî ederek onu paramparça etmiş, kimilerine ihsânda bulunurken kimilerinin elinde olanı çekip almış, kimine zarar verirken kimine fayda vermiş, kimilerine bahşedip kimini nimetlerinden mahrum etmiş, uygulanması için kurallar koymuş, gâh dağıtmış, gâh birleştirmiş, insanlan aynı özden yaratmıştır.
Allâh doğru söyledi. O ki tövbeleri kabul eden, bağışlayan ve bahşedendir. Bütün varlıklar onun yüceliği karşısında eğilir, sonsuz kudreti karşısında bütün zorluklar kolay olur, sert olan her şey oııun karşısında yumuşacık olur. Akıllar onun yaptıklarına bakarak varlığını idrâk ederler. Gök gürültüsü,yıldırımlar, bulutlar, ağaçlar ve diğer bütün canlılar onu över ve her türlü eksiklikten tenzih ederler. O biricik rabdır ve sebepleri yaratandır. Kitapları indirendir. İnsanları topraktan yaratan, günahları bağışlayan, tövbeleri kabul buyuran ve cezası çok çetin olandır. Ondan başka ilâh yoktur. Ona bel bağladım. Dönüş de onadır.

Allâh doğru söyledi. O ki her daim celâl sahibi ve yol göstericidir. Kefil olarak bana yeten Allâh doğru söyledi. Kendisini vekil kıldığım Allâh doğru söyledi. İnsanlara kendi yolunu gösteren Allâh doğru söyledi. Zaten kim ondan daha doğru sözlü olabilir ki! Allâh doğru söyledi, verdiği haberler doğru oldu; Allah doğru söyledi, peygamberleri de. Allâh doğru söyledi ve nice nimetler bahşetti. Allah doğru söyledi, yarattığı yeryüzü ve gökyüzü de.

Allâh doğru söyledi. 0 ki bir tektir, ezelîdir, yücedir, sonsuz ihsân sahibidir, her şeyi görüp işiten ve bilendir. Bağışlayan, merhamet eden, şükre lâyık olan ve hilm sahibidir. ‘De ki: Allâh mutlak doğruyu söylemiştir.
O halde bütün temelsiz inançlardan yüz çevirip yalnız Allâh’a yönelen İbrahim’in inanç sistemine uyunuz. ”’
Yüce Allâh doğru söyledi. O ki kendisinden başka ilâh yoktur. O, sınırsız rahmeti olan ve rahmeti herkesi kuşatandır. Diridir, her şeyi bilendir; diridir, snsuz ihsân sahibidir; diridir, sonsuzluk sahibidir; diridir, aslâ ölmeyecektir. Celâl ve ikrâm sahibidir, yüce isimler ve büyük ihsânlar sahibidir. Değerli peygamberler de hakikati insanlığa olduğu gibi iletmişlerdir. Biz de rabbimiz, efendimiz ve mevlâmız olan Allâh’m söylediklerine şahitlik ediyoruz. Yükümlü tuttuğu şeyleri kabul ediyoruz ve aslâ inkâr etmiyoruz. Hamd alemlerin rabbi olan Allâh’a aittir. Salat ve selâm, efendimiz ve tek dayanağınımız, peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed’e, kıymetli iki atası Hz. Âdem’e ve Halil İbrahim’e, kardeşleri olan diğer peygamberlere, tertemiz nesline, ashâb-ı güzînine, mü’minlerin anneleri olan pak zevcelerine ve kıyamet gününe değin güzellikle onların izinden gideceklere olsun. Rahmetin sayesinde bu salât ve selâmdan bir nebze de bizim payımıza düşsün ey en merhametli!

Allâh doğru söyledi. O ki celâl, ihsân, yücelik ve mutlak yetki sahibidir. Asla alt edilemeyen bir kudret sahibidir. İzzet sahibidir, kâinâtın işlerini eksiksiz bir şekilde yürütür (kayyûm) ve aslâ uyumaz. En güzel işler, büyük ihsân ve nimetler onundur. O kemâl sahibidir. Değerli melekler, hayvanlar ve böcekler, rüzgârlar ve bulutlar, aydınlık ve karanlık onu her türlü eksiklikten teıızîh ederler. O, hükümrandır, mukaddestir ve esenlik kaynağıdır. Biz de rabbimiz olan Allâh’ın söylediği ve peygamberlerinin ağızlarından dökülen her şeye şahitlik ediyoruz. Ondan başka ilâh yoktur. “Allâh mutlak hak ve hakikatin ifadesi olarak kendisinden başka gerçek ilâh/tanrı o/madığnı açıkça bildirdi. Melekler bu tevhîdgerçeğini ikrar etti. Hak ve hakikatin bilgisine sahip olanlar da buna yürekten inanıp iman etti. ”
Biz de Allâh’m bildirdiği, meleklerin ikrar ettiği ve hak ve hakikatin bilgisine sahip olanların yürekten inandığı bu tevhîd gerçeğine yürekten inanıyoruz. İzzet sahibi olan ve her türlü övgüye lâyık olan Allâh buna tanık olsun. Allâhım! Bizi bu tasdikimiz sebebiyle doğallardan kıl, bu hakikate şahit olanlardan eyle, bu şahitlikle bizi miı’min eyle, bu iman ile bizi ehl-i tevhîd eyle, bu tevhîd ile bizi ihlâs sahiplerinden eyle, bu ihlâs ile yakîne erdir, bu yakîn ile bize marifet ver, bu marifet ile bize hakikati itiraf ettir, bu itiraf ile bizi Sana yönelenlerden eyle, bu yönelme ile bizi kurtuluşa erdir ve katında bulunanlara rağbet ettir ve talep etmemizi nasip eyle. Bizimle yazıcı meleklere karşı iftihar et. Bizi peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih insanlarla birlikte haşreyle. Bizi şeytanların tuzağına düşerek dini bırakan ve dünyaya dalanlardan ve dünyada pişmanlık, âhirette hüsrana düşenlerden eyleme. Sonsuz merhametinle bize nimet cennetlerinde sonsuzluğu nasip eyle, ey en merhametli!

Allâhım! Övgü sana aittir, her türlü övgüye lâyık olan sensin. İhsan ve lütuf da şendendir. Ardı arkası kesilmez ¡lisânlarından dolayı sana hamd ederiz.

Allâhım! Biz küçükken babalanmızın ve annelerimizin bize şefkatli davranmasını sağladın, büyüdüğümüzde bize kat kat nimetler verdin, ihsânlarını üzerimize akıttın. Nice câhillik ettik; ama Sen bizi cezalandırmakta acele etmedin. Bütün övgüler sana aittir. Gizli ve açık her anımızda sana hamd ederiz, sevgiyle ve gönülden sana şükrederiz. Hatalarımızdan istiğfâr etme duygusunu bize ilhâm ettiğin için hamd Sana aittir. Her türlü övgü Sana aittir. Ya Rabbî! Bize cenneti ver ve affmla bizi cehennemden koru. Kıyamet gününde bizi helâk etme ve insanlık önünde bizi utandırma. Senin huzuruna çıktığımızda çirkin fiillerimizle bizi rezil rüsva kılma ve zillete düşürme. Bize rahmetinle muamele eyle, ey en merhametli!
Allâhım! Övgü sana aittir, her türlü övgüye lâyık olan Sensin. İhsan ve lütuf da Sendendir. Allâhım! Bizim müslüman olmamızı nasip ettiğin ve bize hikmeti ve Kıır’ân’ı öğrettiğin için sana şükrederiz. Allâhım! Bizde Kur’ân’ı öğrenme isteği yokken sen bize öğrettin, marifeti bizde hâsıl değilken onu bize İhsan eltin l azlletl hakkında hiçbir bilgimiz yokken onu bize tahsis ettin. Allahım! Bizim  hiçbir çuha ve İsteğimiz yokken lütfunla bize onu ihsân ettiğin gibi hakkını gözetmemizi ayetlerini ezberlememizi, muhkem ayetlerini uygulamamızı, müteşabih ifadelerine iman etmemizi, onun hakkında, içerdiği benzetmeye dayalı anlatımlar ve mucizeler hakkında gereği gibi düşünmemizi nasip eyle, nuru ve hikmeti konusunda bize basiret ver. Onu tasdik etmek konusunda bizi kuşkuya düşürme, bizi onun yolundan saptırma.

Allâhım! Yüce Kur’ân’dan faydalanmamızı nasip eyle, ayetlerini ve hikmetli zikrini hakkımızda bereketli kıl. Bizden yaptığımız bu hatmi kabul eyle. Sen işitensin ve bilensin. Tövbelerimizi kabul eyle, sen tövbeleri kabul eden, bahşeden ve rahmetiyle muamele edensin, ey en merhametli! Allahım! Kur’ân’ı kalplerimizin bahan, gönüllerimizin şifası eyle. Onunla hüzünlerimizi ve kaygılarımızı dindir. Sana, ve nimetlerle dolu cennetine giden yolda onu bize rehber eyle. Bize merhametinle muamele eyle, ey en merhametli!
Allâhım! Kur’ân’ı kalplerimize nur, gözlerimize ışık, hastalıklanmıza deva, günahlanmıza keffâret ve cehennemden kurtuluş eyle.
Allâhım! Onun bereketiyle bize güzel kıyafetler kuşandır, bizi gölgeler altında oturt ve nimetlerini akıt. Düşmanlanmızın intikamını onunla savuştur. Kıyamet gününde bizi onun vesilesiyle kurtulanlar zümresine kat, nimete mazhar olduğumuzda şükretmemizi, sıkıntıya düştüğümüzde sabretmemizi nasip eyle. Bizi, rahmetinle, şeytanların tuzağına düşerek dünyevî meşgalelere dalan ve hüsrana düşenlerden eyleme, ey en merhametli! Allâhım! Bizi Kur’ân’dan mahrum etme; sırat köprüsünde ayağımızı kaydırma; peygamber efendimiz Hz. Muhammed’i kıyamet gününde bizden yüz çevirtme. Onu bizim hakkımızda şefâatçı kıl. Bizi Havz-ı Kevser’e varıp onun tatlı suyundan kana kana içenlerden eyle. Öyle içelim ki bir daha hiç susamayalım. Rezil rüsva olmayalım, verdiğimiz sözleri tutmazlık et-meyelim, hakikati inkâr edenlerden, öfkene maruz kalanlardan ve yolunu şaşıranlardan olmayalım. Bize rahmetinle muamele et ey en merhametli! Allâhım! Şanını yücelttiğin, rükünlerini sabit kıldığın, gücünü teyid ettiğin, bereketlerini beyan ettiğin, kendisini fasih bir Arapçayla indirdiğin Kur’âıı’ı Kerim’den faydalanmamızı lutfeyle. O ki hakkında “Onu okuduğumuzda okuyuşuna tabi ol, sonra onun açıklaması bize aittir” buyurdun. O kitap ki düzen bakımından gönderdiğin kitapların en güzeli, en açık ve anlaşılır olanı, helâli ve haramı en iyi ihtiva edeni ve açıklamaları en muhkem olanıdır. Delilleri son derece açıktır, eksiltme ve ilâve etmelerden korunmuştur. Vaad ve tehditler içerir. “Onda herhangi bir kusur, yanlışlık, eksiklik bulunması mümkün değildir. Çünkü o her şeyi en mükemmel şekilde yapan ve bütün övgülere lâyık olan Allah katından indirilmiştir. “a
Allâhım! Yüce kitabın hatırına bize şeref ve nimetler bahşet. Bizi iyilerin arasına kat. Bizim doğru ve güzel işler yapmamızı nasip eyle. Sen bize çok yakınsın ve dualarımızı kabul edersin. Bize rahmetinle muamele et ey en merhametli!
Allâhım! Kitabını tasdik etmemizi ve içindeki hakikatleri bilmemizi sağladığın gibi tilâvetinden de istifade ettir, tatlı hitabını işittir. İçerdiği kıssalardan ibret aldır, hükümlerini eksiksiz bir şekilde kuşatmamızı, emir ve yasaklarına boyun eğmemizi sağla. Onu hatmettiğimizde de bizi kurtuluşa erdir ve sevabına eriştir. Her anımızda seni zikredenlerden ve her türlü işimizde sana tevessül edenlerden kıl. Kur’ân-ı hatmettiğimiz şu gecede rahmetinle bizi bağışla, ey en merhametli!
Allâhım! Bizi, Kur’ân’ı ezberlediklerinde ona saygıda kusur etmeyen; duyduklarında onun makamını yücelten; okunduğu mecliste bulunduklarında onun içerdiği edeplerle bezenen; ondan ayrıldıklarında hükümlerine bağlı kalan; onunla hemhal olduklarında gereği gibi davranan; tilâvetiyle senin rızası ve âhiret yurdunu amaçlayan ve onun sayesinde iftihar edilecek makamlara erişen kullarından eyle. Bizi Kur’ân sayesinde cennetin derecelerinde yükselen, arz edildiği gün peygamberinden razı olan; Kur’ân’ı senin huzuruna çıkmak için şefaatçi kılan ve bedbaht olmayan kullarından eyle. Bize merhametinle muamele eyle ey en merhametli!
Allâhım! Bu hatim-i şerifi okuyanlar, hazır bulunanlar, dinleyenler ve duasına amin diyenler için bereketli kıl. Allâhım! Ondan hâsıl olan bereketi hanelerinde, köşklerinde, sınır boylarında ve Harameyn’de oturan bütün mü’minlerin üzerine indir. Allahım! Kabirlerinde yatan mü’minlerin de kabirlerini aydınlat ve genişlet, onları güzelce mükâfatlandır, günahlarını bağışla. Bize de, onlar gibi kabre konduğumuzda merhametinle muamele et ey en merhametli!

Ey azık gönderen, bütün sesleri duyan, öldükten sonra kemikleri bedene büründürecek olan Allâhım! Muhammed’e ve onun tertemiz nesline salât u selâm eyle. Bu bereketli gecede bizim bağışlamadığın hiçbir günahımızı, gidermediğin hiçbir kaygı ve sıkıntımızı, şifâ vermediğin hiçbir hastalığımızı, âfıyet vermediğin hiçbir musibetimizi, görmezden geldiğin hiçbir hatamızı, helâl ettirmediğin hiçbir hakkımızı, bize geri döndürmediğin hiçbir yakınımızı, hidâyet etmediğin hiçbir asimizi, sağlıklı kılmadığın hiçbir çocuğumuzu, merhamet etmediğin hiçbir ölümüzü bırakma. Dünya ve âhirette senin razı olduğun, bizim de faydamızın bulunduğu ne kadar ihtiyacımız varsa onları da kolaylık ve ağız tadıyla temin etmemizi nasip eyle. Bize merhametinle muamele eyle ey en merhametli!
Allâhım! Bize âfıyet ver ve bizi affet, günah ve kusurlarımızın üzerini ört. İhsanını bizden esirgeme, ey iyiliği daimî olan, hayn bol olan Allâhım! Efendimiz ve tek dayanağımız Muhammed’e, kardeşleri olan diğer peygamberlere, nesline ve meleklere salât u selâm eyle. Rabbimiz! Bize kendi katından bir rahmet ver ve işlerimizi yoluna koy. Razı olacağın ameller yapmamızı muvaffak eyle. Bize merhametinle muamele eyle ey en merhametli!
Allâhım! Nasıl ki bizi Hz. Muhammed sayesinde dalâletten kurtardıysan ona da salât u selâm et. Nasıl ki bizi cehâletten onun sayesinde çıkardıysan ona da salât u selâm et. Allâhım! Nasıl ki o bize peygamberlik mesajını eksiksiz bir şekilde ilettiyse ona da salât u selâm et. Allâhım! Ülkelerin güneşi, yerkürenin ayı, yeryüzü halkının ziyneti, ve kıyamet gününde günahkârların şefaatçisi olan Muhammed’e salât u selâm et. Allâhım! Hz. Muhammed’e, nesl-i pâkine ve bütün sahabesine salât u selâm et. Onlar ki onu desteklediler ve onun sünneti üzerinde yürüdüler. Allâhım! Cümlemize merhametinle muamele et ey en merhametli!
Allâhım! Hakkı ve hakikati bildirmesi için gönderdiğin, doğaı sözlülükle nitelediğin, hilm vasfıyla bezediğin, Ahmed adını verdiğin, kıyamet gününde ümmetine şefaatçi kıldığın Hz. Muhammed’e salât u selâm et. Allâhım! Yıldızlar doğduğu sürece Hz. Muhammed’e salât ıı selâm et. Bulutlar üst üste yığıldığı sürece Hz. Muhammed’e salât u selâm et. Ey diri olan ve kâinatın bütün işlerini en güzel şekilde yürüten Allâhım! Hz. Muhammed’e salât u selâm et. Allâhım! İyiler kendisini yâd ettiği sürece Hz. Muhammed’e salât u selâm et. Gece ve gündüz birbirini kovaladığı sürece Hz. Muhammed’e salât u selâm et. Hz. Muhammed’e, Muhacirlere ve Ensâra salât u selâm et. Cümlemize merhametinle muamele et ey en merhametli!