Gusülden Önce Abdest Almak

By | 3 Kasım 2014

safii-mezhebine-gore-abdestin-farzlari Rasûlullah’ın eşi Hz. Âişe’den şöyle nakledilmiştir: “Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem-, cünüplükten dolayı gusül abdesti aldığı zaman önce ellerini yıkardı. Sonra namaz için abdest alır gibi, abdest alırdı. Sonra parmaklarını suya batırıp, onlarla saç diplerine suyun gitmesini sağlardı. Daha sonra başına üç avuç su dökerdi. En sonunda ise, bütün bedenine su tutardı.”

Açıklama:

(Gusülden Önce Abdest Almak) ifadesiyle İmam Buhârî, gusülden önce abdest almanın müstehab olduğunu ifade etmiştir. İmam Şâfiî el-Umm’de şöyle demiştir: “Allah Teâlâ gusül abdestini tek başına farz kılmıştır. Bu konuda, gusle başlamadan önce yapılması gereken herhangi bir şeyden bahsetmemiştir. O halde, bir kimse bütün bedenini yıkamak suretiyle gusül abdesti alırsa, bu yeterlidir. Guslün nasıl alınacağı konusunda, Hz. Aişe’nin anlattıkları tercih edilir.”

(Önce ellerini yıkardı.) Gusül abdestine başlamadan önce ellerin yıkanması birkaç nedenden dolayı olabilir: Belki ele bulaşan ve pis kabul edilen şeyleri temizlemek gayesiyle yıkanmış olabilir. Ya da uykudan uyanınca, tabii olarak ellerin yıkanması gerektiğinden dolayı yıkamıştır. Bu durumda gusülden önce abdestin olmadığı görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ayrıca gusülden önce abdest almanın başlı başına müstakil bir sünnet olma ihtimali vardır. Buna göre gusül abdesti alınca, abdestten sonra bedenin tamamının yıkanması gerekir. Ancak abdest alırken yıkanan organların, gusül sırasında tekrar yıkanmama ihtimali de söz konusudur. Buna göre yıkanan ilk organla birlikte cünüplükten temizlenmek için alman gusül abdestine niyet etmek gerekir. Abdest organlarının ilk önce yıkanması, onlara verilen önemden kaynaklanmaktadır. Ayrıca küçük ve büyük tahareti birlikte gerçekleştirme amacı da söz konusudur. Nitekim Şafiiler’den el- Muhtasar adlı eserin şârihi Dâvûdî bu görüştedir. O bu konuda şunları söylemiştir: “Gusleden ilk önce sırasına göre, abdest organlarını yıkar. Ancak bunu yaparken, cünüplükten temizlenmek için alman gusül abdestine niyet eder.” İbr. Battal ise, gusül abdesti alan birinin ayrıca abdest alması gerekmediği konusunda icma olduğunu nakletmiştir. Ancak bu kabul görmemiştir. Çünkü aralarında Ebu Sevr, Davud ve daha başkalarının da bulunduğu bir grup âlime göre gusül abdesti, hadesten kurtulmak için alınan abdest yerine geçmez.

(Onlarla) Yani suya batırdığı parmaklarıyla. (Saç diplerini hilallerdi.) Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem- gusül abdesti alırken parmaklarıyla başınır, sağ tarafını ovar ve saç diplerine ininceye kadar buna devam ederdi. Daha sonra aynı şekilde başının sol tarafını parmaklarıyla ovardı.

Kadı Iyâz şöyle demiştir: “Hz. Peygamber’in -sallallâhu aleyhi vesellem- bu uygulamasına dayanarak, bazıları gusül abdesti alırken vücuttaki diğer kılların da diplerine su gitsin diye ovulması gerekir kanaatindedir.”

Parmaklarla saçı ovma suyun, bütün saçları ıslatmasını ve deriye ulaşmasın; sağlar. Suyun başın derisine kadar ulaşmasının ovmakla sağlanması, saçların tamamının ıslanmasına ve derinin yavaş yavaş suya alışmasına vesile olur. Böylece birden su dökünce, meydana gelecek yanma ve üşümelerin önüne geçilmiş olur. Suyun, saç diplerine ulaşmasına mani olacak şekilde keçeleşmiş saçlar hariç, âlimlerin ittifakıyla hilalleme/parmaklarla saçı ovma farz değildir.

(Üç avuç) Hadiste geçen kelimesinin çoğuludur. Bu ifadeden gusül abdesti alırken, yapılması gereken fiilleri, üç defa yapmanın müstehap olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

(Sonra suyu bütün vücuduna dökerdi) Gusül abdesti alırken vücudun ovulmasını şart görmeyenler hadisin bu kısmını delil olarak kullanmışlardır. Nitekim bu durum gayet açıktır.

(Bütün bedenine) ifadedeki lafzı ile yapılan pekiştirme Hz. Peygamberin -sallallâhu aleyhi vesellem- hadiste geçen hususları yaptıktan sonra bütün bedenin yıkadığını gösterir. Bu da, yukarıda ilk ihtimal olarak belirttiğimiz, gusül abdestinden önce abdest almanın başlı başına bir sünnet olduğu görüşünü destekler Buna göre, gusül abdesti alan, eğer abdesti yok ise abdeste niyet eder. Yoksa alacağı abdest, guslün bir sünneti olur. Bu hadis, gusül abdesti alırken vücudun geri kalan kısmını yıkamadan önce tam olarak abdest almanın müstehap olduğu görüşüne delil kabul edilmiştir. Buna göre ayakların yıkanması, guslün sonuna bırakılmaz. Bu husus, hadisin namaz için abdest alır gibi kısmında gayet açık olarak görülmektedir.

Bu Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

1- Gusül abdesti alırken farz olan, yıkanması gereken yerlerin bir kez yıkanması ..
2- Gusül abdesti alırken normal abdest alıp daha sonra vücudunun geri kalan kısmını yıkayanların, abdesti bozan bir durumun gerçekleşmesi hariç dinen abdest alması gerekmez.
3- Gusül abdesti aldıktan sonra ellerdeki sular silkelenir.
4- Aynı şekilde, abdest aldıktan sonra da ellerde kalan su silkelenir.
5- Bir insanın evinde bile olsa, gusül abdesti alırken avret mahallini kapatması müstehaptır.

Bu hadiste bazı faydalı bilgiler tespit edilmiştir. Bunları da, şu şekilde sıralamak mümkündür:

1- Gusül ve abdest suyunu hazırlamada başkasından yardım istenebilir. Çünkü Hafs ve diğerlerinin rivayetine göre Hz. Peygamber’in eşi “Rasülullah m gusül abdesti suyu koydum” demiştir.

2- Yine bu ifadeden eşlerin kocalarına hizmet etmesi sonucuna varılır.

3- Sol el ile avret mahallini yıkamak için sağ el ile sol ele su dökülür.

4- Suyu avucuyla almak isteyenler, avret mahallerinden önce, ellerini yıkamalıdır. Bu şekilde, kirli olma ihtimali bulunan ellerini suya batırmaktan korunurlar. Eğer su ibrik gibi bir kapta ise, bu durumda daha uygun olan önce avret mahallinin yıkanmasıdır. Bu sayede, abdest alırken araya fasıla girmesine engel olunur.

Bu hadisin hiçbir rivayetinde, gusülden önce alınacak abdestte, açıkça başın meshedilmesini gösteren herhangi bir ifade yoktur. Malikiler, “gusül sırasında alınan abdestte baş meshedilmez, bunun yerine yıkamakla yetinilir” derken buna dayanmışlardır.