Gusül

By | 3 Kasım 2014

Gusülileilgilisorular Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “…Eğer cünüp iseniz boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara yaklaşmış da su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin, yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister, umulur ki, şükredersiniz. ”

“Ey iman edenler! Sarhoş iken -ne söylediğinizi bitinceye kadar- ve cünüp iken de -yolcu olmanız müstesna- gusledinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta iseniz yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.”

Gusül;

Gusül, yıkanmanın adıdır. Hatta tam olarak suyun abdest organları üzerine dökülmesi anlamına gelir.

Gusül abdesti alırken, vücudun ovulmasının farz olup olmadığı hakkında âlimler arasında görüş farkları vardır. Ancak ilim adamlarının çoğunluğuna göre ovmak farz değildir. İmam Malik ve el-Müzenî’nin ovmanın farz olduğu kanaatinde oldukları anlatılmaktadır.

Gusül abdesti, bütün bedeni yıkamakla alınır. Ancak ibadet olan yıkanma ile sıradan yıkanmayı birbirinden ayıran bir niyetin bulunması şarttır.”

Cünüplük halinden temizlenmek için alman abdestin adı gusül veya boy abdestidir. Boy abdesti, tepeden tırnağa kadar bütün vücudu en küçük bir kuru yer bırakmamak üzere ve gücü yettiği nisbette bedeni ovarak alınan abdesttir Gusül abdestinde ağzı ve burnu yıkamak da farzdır.

İşte gerek namaz için alınan abdest, gerek cünüplükten temizlenmek için alınan boy abdesti mazeret bulunmadığı takdirdedir. Eğer bir insan hasta iken veya yolculuk yaparken küçük veya büyük abdestini bozar, yahut cinsî ilişkide bulunur da, bütün araştırmalarına rağmen su bulamazsa veya hastalık ve yolculuk hali suyu aramasına veya kullanmasına imkân vermezse, o zaman hem abdest, hem de gusül yerine geçmek üzere temiz bir toprakla teyemmüm yapar.

Âyet-i kerîmede geçen “hastalık ve yolculuk” ifadeleri, suyu bulmaya veya kullanmaya mâni olan özürleri, “helâdan gelmek veya cinsî ilişkide bulunmak” da abdesti veya guslü gerektiren sebepleri, “suyu bulamamak” ise bunların yeri¬ne temiz bir toprakla teyemmümün câiz oluş şartını göstermektedir. Bu konulardaki bilgiler, bir İslâm cemiyetinde yaşayan her müslümanın öğrenmesi gereken, bilinmemesi ise Allah katinda mazeret sayılmayan hususlardır. Çünkü bunlar her fert için farz-ı ayın olan, yani mutlaka bilinmesi gereken farzlar cinsindendir. İşte Allah Teâlâ âyetin sonunda bunları bir külfet, bir zahmet olsun diye farz kılmadığını, fakat inananları temizlemek, maddî ve mânevî, görünen ve görünmeyen pisliklerden ve günahlardan arındırmak için farz kıldığını beyân buyurur.

Sevgili Peygamberimiz -sallallâhu aleyhi vesellem- vücut temizliği için bakın ümmetini ne güzel uyarıyor:
Her müslümanın haftada bir defa başını ve vücudunu yıkaması onun üzerinde bir haktır.”