Kişinin gücünün buna yetmesini şart koştuk. Çünkü Hz. Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Bir topluluğun arasında günahlar işleyen bilileri olur da diğerleri, değiştirmeye güçleri yettiği halde değiştirmezlerse tövbe etmeden önce Allâh onları umumî bir azapla çepeçevre kuşatır. ”
Bu şartı Hz. Peygamber koşmuştur. Bu şart, ancak yönetim, dürüst ve adil bir yöneticinin elinde olup iyiler onu desteklediği zaman gerçekleşir.
• Ancak kişi, yadırgayıp karşı çıktığında kendini aldatmış olacak ve bu yüzden canına ve malına zarar gelecekse ona farz olmaz.
Çünkü Allâh (c.c.) “Kendi kendinizi tehlikeye atmayın” ve “Kendinizi öldürmeyin” buyurmuştur.
Hz. Peygamber (s.a.v.), “Birmü’mininkendini alçaltması yakışmaz”buyurunca , “Mü’min kendini nasıl alçaltır?” diye sordular.
“Altından kalkamayacağı bir belaya bulaşarak” buyurdu.
Yine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Değiştiremeyeceğiniz kötü bir iş gördüğünüzde Allâh onu değiştirinceye kadar sabredin. ”
• (Can korkusu olduğunda) kötülüğü önlemeye çalışmanın farz olmadığı anlaşılmış oldu. Peki can korkusu olduğunda yapılan kötülüğü önlemeye çalışmak caiz midir? Biz Hanbelîlere göre bu caizdir. Hatta tuttuğunu koparan insanların böyle yapması daha güzel olur.
Bu, inanmayanlara karşı Allâh yolunda cihad etmek gibidir. Allâh (c.c.), Lokmân kıssasında şöyle buyurmuştur:
“İyiliği teşvik et, kötülüğü engellemeye çalış ve başına geleceklere metanet göster. ”
Yine Hz. Peygamber (s.a.v.) Ebû Hüreyre’ye (r.a.) şöyle buyurmuştur:
“Ebû Hüreyre! İyiliği teşvik et, kötülükten alıkoymaya çalış ve başına geleceklere karşı metanetli ol. ”
dönebilir. Başarılı olamayacağı kanaatini taşımak, kötülüğü önlemeye ça lışmanın caiz olmasına engel değildir.
İkinci görüşe göre ise kötülüğü önleyebileceği kanaati hakim oluncaya kadar önlemeye çalışmak gerekmez. Çünkü önlemeye çalışmaktan maksat, kötülüğün ortadan kalkmasıdır. Kötülüğün kaldırılamayacağı düşüncesi ağır basıyorsa önlemeye çalışmamak daha iyidir.
Kötülüğün önlenmesi gereken durumlarda tepki üç ayn tavır ile gösterilebilir:
1) Kötülüğü eliyle önlemek. Bu yolla önleyecek olanlar yöneticilerdir.
2) Eliyle değil, diliyle önlemek. Bu yolla önleyecek olanlar âlimlerdir.
3) Kalbiyle kin tutmak. Bu tepki de halka aittir.
Bu içerikte bir hadis nakledilmiştir. Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle değiştirin. Gücünüz buna yetmezse dilinizle değiştirin. Gücünüz buna da yetmezse kalbinizle kin tutun. Ama bu sonuncusu, imanı (ortaya koymanın) en zayıf yoludur.”
Sahâbenin birinin şöyle dediği nakledilmiştir:
“Bir kötülük görüp tepkinizi gösteremediğinizde hiç olmazsa üç defa ‘Allâhım! Bu bir kötülüktür, bunu kaldır’ deyin. Böyle söylediğinizde iyiliği emredip kötülüğü yasaklayanların sevabını alırsınız.”