Enes radıyallâhu anh anlatıyor: Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem mescidin kıble (duvarında) balgam” gördü. Zoruna gitmişti. Kalkıp eliyle kazıdı ve: “Sizden biri namaza kalkınca, Rabbine hususi hitapta bulunur veya Rabbi(nin kıblesi) kendisi ile kıblesinin arasındadır. Öyleyse hiç biriniz kıble cihetine tükürmesin. (İlla tükürecekse bari) soluna veya ayağının altına tükürsün!” buyurdular. Sonra, (göstermek için) ridasının bir kenarını alıp içine tükürerek elbisesinin kenarını üst üste katladı, sonra da: “Veya şöyle yapsın!” buyurdu [ve tükürüğü katlar arasında ovdu].
Açıklama:
Rasûlullah’ın yukarıda kaydedilen örnek davranışlarını dikkate aldığımızda, günümüzde “emri bi’l-ma’rûf” için çabalayan bazı ilim adamlarının ve insanların kusuru daha da iyi anlaşılacaktır. Zira onlar kimi insanlara yaptıklarının yanlış olduğunu, haram olduğunu belirtiyorlar, fakat ne yapmaları gerektiğine dair alternatifler sunmuyorlar. Oysa İslam’da zina yasaklanmışsa evlilik sunulmuş, ribâ yasaklanmışsa ticaret öğretilmiş, domuz eti yasaklanmışsa dana eti ve diğer bazı hayvanların etinin yenmesine izin verilmiş; günaha düşülmüşse tövbe veya kefaret yoluyla bir çıkış yolu gösterilmiştir.