Enes b. Mâlik (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), Abdurrahman ibn Avf’m üzerinde yeni evlenen damatların kullandığı kokunun sarılığını görüp ona:
– ‘Bu da ne?’ diye sordu. Abdurrahman ibn Avf:
– ‘Ey Allah’ın Rasulü! Ben, (yaklaşık 15 gr. ağırlığında) bir nevat altın miktarı mehir vererek bir kadınla evlendim’ diye cevap verdi. Peygamber(sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Öyleyse Allah seni mübarek eylesin. Bir koyunla da olsa düğün ziyafeti ver!’ buyurdu.”
“Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), yeni evlenen bir kimseyi, tebrik edeceği zaman:
– “Bârekellahu leke ve bâreke aleyke ve cemaa beynekumâ fî hayrin”
Allah mübarek etsin, bereketler ihsan etsin. İkinizi de hayır hususunda uzlaştırsın’ diye dua ederdi.”
Araplar, İslâmiyetten önce yeni evlileri tebrik etmek istedikleri zaman basit ve temenni ifâdesi olan “Erkek çocuklarnızla birlekte huzur ve uyum içerisinde olasınız” tabirini kullanırlardı. İslâmiyet geldikten sonra bu tebrik, yer ve göklerin idaresi kontrolü altında olan Allah’tan yeni evlilere hayır ve bereket ihsan etmesi için duada bulunma şekline gelmiştir. Artık İslâmiyet geldikten sonra yeni evlileri cahiliye döneminde kullanılan tabirlerle tebrik etmek yasaklanmıştır. Çünkü;
1. Cahiliye dönemindeki tebrik sadece evliliği iyiye yormaktan ibarettir. Dua manası taşımamaktadır.
2. Cahiliye çağındaki tebrikte, kız çocuklarından nefret manası vardır. Bu bakımdan Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) yeni evlilere ya konumuzu teşkil eden hadisteki gibi yad “Allahım onlara bereket ver ve senin bereketin onların üzerine olsun