Evlenecek Olan Erkek ve Kadınların Birbirini Görmesi
Kadın ve erkekten her biri bir yarını dairedir, şu varlık deryasında yüzer durur. Kendisine uygun olan diğer yarım daireyi bulunca onunla birleşir ve böylece tam daire meydana gelmiş olur. İşte bu daire, bir milletin temel müessesesini ve hayatında bel kemiğini teşkil eder.
Bu hayat temelinin iyi atılabilmesi için her şeyden önce sevilen bir hayat arkadaşı arayıp bulmak lâzımdır. Dinimiz müstakbel karı ve kocanın önceden birbirlerini görmelerine izin verir, hatta bunu emreder.
Medineli müslüman kadınlardan (Ensarlardan) bi¬riyle evlenmek istediğini söyleyen Sahabiye Resülullah (S.A.V.): «Ona baktın mı?» diye sormuş. O da «Hayır» deyince şöyle buyurmuştur: «Git ve ona bak. Çünkü ensar kadınlarının gözlerinde kusurları bulunabilir.»
Evlenmek isteyen bir başkasına da Hz. Peygamber (S.A.V.); «Onu bir kere görün, çünkü bu, evliliğin devamlı oluşuna vesile olur.» buyurmuşlardır.
Bilindiği gibi güzellik, çirkinlik umumî değildir, şahıstan şahsa değişen bir hususiyettir. Birinin güzel dediğine bir başkası çirkin diyebilir, çirkin dediğine de güzel diyebilir. Yani çoğu zaman bu mefhumlar insandan insana değişebilir.
Bunun için herkes hayat arkadaşı olarak seçeceği kimseyi bizzat gidip kendisi görmeli, Evlenecek Olan Erkek ve Kadınların Birbirini Görmesi başkalarının tavsiyelerine kulak asmamalıdır. Bunda isabet vardır.
Ancak şunu söyleyelim ki bu görüşme ölçülü ve sınırlı olmalıdır. Çünkü arada hiç bir bağ yoktur. Her iki taraf da birbirine haramdır. Bu görüşmede iki taraf ancak birbirinin yüzünü, ellerini ve ayaklarını görebilir. Vücut ve endam belli olmalıdır. Bu kadarı da mahrem olan üçüncü bir şahısın yanında olmalıdır.
Müstakbel eşler birbirinin ahlâkî durumunu, fikri seviyesini öğrenmek istiyorsa (ki bu da çok önemlidir) bu, konu komşu ve tanıdıklar vasıtasiyle gerçekleştirilir. Nikâh kıyılmadan bir arada yaşamaları dinimize göre yasaktır. Aslında birlikte gezip yaşayarak iki tarafın birbirini yakından tanımasına imkân da yok gibidir. Çünkü böyle zamanlarda herkes gerçek hüviyetini saklayıp nazik ve olgun davranmaya bakacaktır. Bir de buna şehevî heyecanları ekleyiniz, göreceksiniz ki akıldan çok hisler karar vermeye kalkışacaktır. Tabiî ki, bu da bir ömür boyu birlikte sürdürülecek bir hayatın temel unsurları olan müstak¬bel karı ve koca için yeterli sayılmasa gerekir.
Şunu bir daha belirtelim. Birbirlerini yakından tanımak için bir süre bir arada gezen genç delikanlı ve genç kız, şehevî arzuların bunaltıcı pençesi altında bulunarak birbirlerini, hiç te anlayamayacakları halde, sevebilirler. Bu yüzden de birbirlerinin kusurlarını bile iyi karşılamaya kalkışabilirler. Nitekim sevgili Peygamberimiz (S.A.V.): «Bir şeyi sevmen, seni kör ve sağır eder.» demekle bu gerçeği dile getirmiştir.
Yaş Farkı Evlilikte Mutluluk Üzerine Etki Eder
mi?
Kadın gerek ruhen gerekse bedenen daha çabuk yaşlanma, çökme eğilimi gösterir.Evlenecek Olan Erkek ve Kadınların Birbirini Görmesi Bu, kadının taşıdığı sorumlulukların ağır oluşundan kaynaklandığı gibi, doğum, şişmanlık v.s. gibi durumların kadının vücudu üzerinde yaptığı tahribat ve değişikliklerden de kaynaklanır. Bu değişiklik çoğu kez evlilikten sonra baş gösterdiği için, en iyisi işi şansa bırakmayıp belli bir yaş farkı bulundurulmalı.
En uygun yaş farkı beş olmakla beraber bu lark, daha yukarılara da çıkabilir. Çünkü yapılan istatistikler, erkeğin kadından bir kaç yaş büyük olduğu evliliklerde mutluluk şansı daha yüksektir.
Fakat bunda olgunluğun da büyük bir payı olduğunu kabul etmek gerekir. Bu genellemenin dışında istisnai olarak, kadın ve erkeğin aralarında hiç yaş farkı olmaması ya da kadının erkekten büyük olması durumlarında, iki tarafın göstereceği olgunluğun, evlilikte mutluluğu sağlayacağı bir gerçektir.