Evdeki Yaşlıların Bilmesi Gereken Sünnetler

By | 4 Temmuz 2014

feraceler

 

dede-düşünmek(İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

Atâ şöyle demiştir: “Kişi, Allah Teâlâ’nın buyurduğu gibi, her türlü hastalık­tan dolayı oruç tutmayabilir.”

Hasan-ı Basrî ve İbrahim en-Nehâî emzikli ve hamile kadınlar hakkında şöy­le demişlerdir: “Kendisine veya çocuğuna bir zarar gelmesinden endişe ettiği takdirde, orucunu bozar, fakat sonra kaza eder.”

Oruca gücü yetmeyen ihtiyarlara gelince; [onlar Enes İbn Mâlik gibi yapar­lar.] Enes, yaşlandığı vakit bir ya da iki sene [oruç tutması gereken] her gün için bir yoksula bir ekmek ve biraz et vermiş ve oruç tutmamıştır.

İbn Abbas şöyle demiştir: “Bu ayet mensûh değildir. Zira bu âyet ile, oruca gücü yetmeyen ve oruç tutamadığı her gün için bir yoksulu doyuran yaşlı erkek ve kadınlar kastedilmiştir.”

Açıklama:

“Atâ şöyle demiştir: ‘Kişi, Allah Teâlâ’nın buyurduğu gibi her türlü hastalık­tan dolayı oruç tutmayabilir.” Abdurrezzâk İbn Hemmâm bu rivayeti İbn Cüreyc kanalıyla zikretmiştir. Söz konusu rivayet şu şekildedir:

İbn Cüreyc “Atâ’ya kişi, hangi rahatsızlıktan dolayı oruç tutmayabilir?” diye sordum. O da, “her türlü hastalıktan dolayı oruç tutmayabilir,” şeklinde cevap verdi. Ben, “Kişi oruç tutarken rahatsızlanırsa, orucunu bozabilir mi?” diye sor­dum. O da “Evet,” diye cevap verdi.

Selef uleması, mükellefin hangi hastalıklardan dolayı oruç tutmayacağı ko­nusunda ihtilaf etmiştir. Çoğunluğa göre, su olmasına rağmen teyemmüm alın­masını mübah hale getirecek bir rahatsızlıktan dolayı kişi oruç tutmaz. Bir başka ifade ile, oruca devam ettiği takdirde canından endişe eden veya organlarından birine zarar gelmesinden ya da başına gelen rahatsızlığın ilerleyip sürmesinden korkan kimse oruç tutmaz.

Bu konuda İbn Şîrîn şöyle demiştir: “İnsan, hastalık adı verilen hallerde oruç tutmayabilir.” Onun bu görüşü Atâ’nın görüşüne benzemektedir. Hasan-ı Basrî ve Nehâî’ye göre ise kişi, ayakta namaz kılamayacak kadar hasta olduğu zaman oruç tutmaz.

Bu hadis, İmam Mâlik ve ona tabi olanların aksine, yaşlı ve yaşlılar hükmün­de olan kimselerin oruç tutmakta zorlandıkları vakit, oruç tutmayıp yerine fidye verebileceğini ileri süren İmam Şâfiî ve onu takip edenler için delil teşkil eder.

Hamile ve emzikli kadınlar ile yaşlılıktan dolayı oruç tutamayan, ancak daha sonra orucu kaza etmek için derman bulan kimselerin durumu hakkında ihtilaf edilmiştir. İmam Şâfiî ile Ahmed b. Hanbel, bu kimselerin hem oruçlarını kaza edip hem de fidye vermeleri gerektiğini ileri sürmüştür. Evzâî ve Kûfeliler [Hanefiler] ise, kazanın yeterli olduğu, fidyeye gerek olmadığı görüşünü benimsemiştir.