Eşinin İstemediği Kişileri Evine Almamalı

By | 15 Ağustos 2014

hac-umre-seti

 

bağırmakEbu Hureyre radıyallâhu anh’dan rivayete göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Kadının, kocası yanında iken izni olmadıkça (nafile) oruç tutması da helal değildir, onun izni olmaksızın kimsenin evine girmesine izin veremez, onun emri olmadan (kocasının malından) herhangi bir harcamada bulunacak olursa mutlaka onun (ecrinin) yansı ona ödenir.”

 

Açıklama:

“Kadın, kocasının izni olmaksızın kimseye kocasının evine girmesine izin vermez.” Maksat kocasının mesken olarak kullandığı evidir. İster onun mülkü olsun, ister olmasın.

“Şahit iken (yanında bulunuyorken)…” Yani hazırken (başka yerde yolcu­lukta değil ise)…

“Onun izni olmaksızın”dan maksat, Ramazan orucu dışındaki oruçlardır. Aynı şekilde orucun kaza edilebileceği zamanın daralması halinde Ramazan’ın dışında farz orucun kazası da böyledir. Başlıktaki rivâyetin delaletine göre böyle bir nafile oruç, kadına haramdır. Cumhurun görüşü budur.

Nevevi, Şerhu’l-Mühezzeb adlı eserinde şunları söylemektedir: Mezhebimi­ze mensup bazı ilim adamları mekruh olduğunu söylemiş iseler de sahih olan, birincisidir.

Yine Nevevi, Müslim Şerhi’nde şunları söylemektedir: Böyle bir haramlı- ğın sebebi şudur: Koca, hanımından her zaman istifade etmek hakkına sahiptir. Onun hakkı da derhal yerine getirilmesi icab eden bir haktır. Dolayısıyla nafile ya da daha sonra yerine getirilebilecek bir vacip sebebiyle onun bu hakkı ihmal edilemez. Kocasının izni olmaksızın oruç tutması caiz değildir. Tutması halinde kocası ondan yararlanmak isterse caizdir, orucu da fasid olur. Çünkü adeten müslüman, orucunun fâsid olması ile oruca karşı saygısızlık etmekten çekinir. Bundan dolayı erkek için bunu yapmamasının daha iyi olduğunda şüphe yoktur. Çünkü bunun mekruh oluşuna dair bir delil sabit değildir. Evet, eğer koca se­ferde bulunuyorsa hadisteki “yanında hazır bulunmak” kaydı dolayısıyla kadının nafile oruç tutmasının caiz olması gerekir. Eğer kadın oruçlu iken kocası seferden dönecek olursa herhangi bir kerahat sözkonusu olmaksızın hanımının orucunu ifsad edebilir.

Hadisten, kocanın karısı üzerindeki hakkının nafile hayır işlemesinden daha üstün olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü kocanın hakkının yerine getirilmesi vacibdir. Vacib olanı yerine getirmek ise nafile olanı işlemekten önde gelir.

“Ondan izinsiz,” yani açık izni olmadan…

“Onun emri olmadan her ne harcarsa onun (ecrinin) yarısı ona ödenir.” Maksat, Hemmam’ın, Ebu Hureyre’den diye naklettiği ve Buyû’ (alışverişler) bö­lümünde yer alan rivâyette açıkça zikredildiği üzere ecrin (mükâfatın) yarısıdır.

Ebu Davud ve İbn Huzeyme’nin, Sa’d yoluyla rivâyet ettiği şu hadise gelin­ce: “Bir kadın: Ey Allah’ın Rasulü, bizler (bekâr iken) babalarımıza, (evlendikten sonra) kocalarımıza ve (daha sonra da) oğullarımıza bir yüküz. Peki, onların mal­larından bize ne helâl olur?” diye sordu.

Allah Rasulü şöyle buyurdu: Taze hurmayı yemeniz ve hediye etmeniz.” Tirmizi ile İbn Mâce, Ebu Umâme’den Peygamber’e merfû’ olarak şu hadisi rivâyet etmektedirler: “Bir kadın kocasının evinden onun izni olmadıkça hiçbir şey infak edemez. Yiyecek dahi olsa mı, diye sorulunca, o mallarınızın en üstü­nüdür, diye buyurdu.”

Görüldüğü kadarıyla bu hadisler birbirleriyle çatışmaktadır. Ancak onları bir arada şöylece telif etmek mümkündür: Rutab (denilen taze hurma) ile kastedi­len, çabucak bozulan şeylerdir. Bundan dolayı bunların infak edilmesine izin vermiştir. Oysa başkası böyle değildir, yiyecek dahi olsa… Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.