Doğru Yoldan Sapan Sedum Halkı Ve Hazret-i Lût

By | 3 Mart 2015

dogru-yoldan-sapan-sedum-halki-ve-hazret-i-lut Mısıhdan Filistin’e geldikleri zaman Hazret-i İbrahim Allah’ın va-dettiği Kenan ilinde, Hazret-i Lût da doğuda Semud kavmi arasında :ba kurmuşlardı.Bugünlerde Sedumlular çok azmış bir millet haline gelmişlerdi. Bütün bir kavim, büyük bir azgınlık içindeydiler. En kötü yollara sapmışlardı. Çılgın bir hayat yaşıyorlardı. Allah’ı tanımıyorlardı. Halleri temiz, pâk, ahlâkları düzgün insanların ahlâkına ve hâline benzemiyordu. Sevicilikte erkek erkekten, dişi dişiden haz duyuyordu. Lût peygamber bu kavme:
«Sizden önceki milletler arasında hiç bir kimse bu azgın yola sapmadı. Siz bu hayasızlığı mı yapıyorsunuz?» dedi.
Lût (A.S.) onlara yine şöyle sordu:
«Kadınları bırakıp hırs ile erkeklere mi yaklaşıyorsunuz. Siz gerçekten azgın, taşkın bir kavimsiniz!» (A’râf sûresi, âyet: Sİ) dedi.
Fakat, onlara bu sözler fayda vermedi. O zaman Lût peygamber vıne öğütlerine devam etti.
Sedumlulara:
— Evet, yine size söylüyorum, ey kavmim! dedi. Siz sizden önce relen milletler içinde hiç bir kimsenin irtikâp etmediği hayasızlığı irtikâp ediyorsunuz.
Sonra bütün kızgınlığı ile onlara haykırdı:
Siz hâlâ erkeklere yanaşıyor, yolları kesiyor, derneklerinizde her çeşit utanmazlığı mı yapıyorsunuz?» dedi. (Ankebut Türesi, âyet: 29)
Sonra Allah’a yalvardı:
«Rabbim! Şu fesatçı, müfsit halkıma karşı bana yardımcı ol!» (Ankebut sûresi, âyet: 30.)
Fakat Sedum’lular, bu sözlere gülüp geçiyorlar, yine rezaletlerin rezaletini yapmaktan geri kalmıyorlardı. Ve Kuran-ı Kerîm’de buyurul duğu gibi:
«Lût kavmi, gönderilen Hak Peygamberi yalanlamışlardı.»(Şuara sûresi, âyet: 160.)
O vakit Lût peygamberin onlara neler söylediğini Kuran-ı Kerîm şöyle açıklıyor:
«Kardeşleri Lût onlara şöyle dedi: Allah’tan korkmaz mısınız siz? Ben size gerçekten gönderilen emin, güvenilir bir peygamberim. Allah’tan korkun. Ve bana itaatkâr olun.» (Şuara sûresi, âyet: 161-162-163)
«Ben sizden bu iş için bir mükâfat da beklemiyorum. Mükâfatım bütün âlemlerin rabbine aittir.» (Şuara sûresi, âyet: 164).
«Rabbinizin, sizin için yarattığı kadın eşlerinizi mi bırakıyorsunuz? Siz muhakkak ki haddi aşmış insanlarsınız!» (Şuara sûresi, âyet: 166.)
Semud’un çılgın, ahlâksızlığa düşkün halkı ona şu cevabı verdiler:
«Ey Lût! Bu öğütlerden vaz geçmezsen sen aramızdan sürülenlerden olursunuz.. Seni bu yurttan çıkarırız.» (Şuara sûresi, âyet: 167)
Hz. Lût da:
«Zaten ben de sizin yaptıklarınızdan tiksinenlerdenim! dedi» (Şuara sûresi, âyet: 168)
Hazret-i Lût sonra Allah’ına şöyle yalvardı:
«Yarabbi! Beni ve bana uyanları bu halkın işlediği işin vebalinden, suçundan kurtar.» (Şuarâ sûresi, âyet: 169.)
Gerçekten Hz. Lût, bu öğütlerinde çok haklı idi. Bu Sedum halkı, memleketlerine kim gelirse gelsin onların yollarını keserlerdi. Onları zorlarlardı. Kendi aralarında yaptıkları kötü işleri onlara da yapmaya kalkarlardı. Bu kötü âdeti ya yoldan geçenleri taşlamak şeklinde, ya da onları yakalayarak erkeklerine kadın muamelesi yaparlar, içki meclislerinde cinsi yakınlaşmalarda bulunurlar, bu işler: «Erkek erkeğe olsun!» derlerdi. Bu kadar sapıtmışlardı bu hayasız kavim!
Oysa, Hazret-i Lût kavmine gelinceye kadar dünyada erkelerin erkeğe sataşmasını kimse görmemişti. Yine bir gün Hazret-i Lût, bu âsi kavmi topladı:
«Ve o halka Lût şöyle dedi:

— “Siz göz göre göre hayasızlığın en büyüğünü irtikâp edeceksiniz ha!?» (Nemi sûresi, âyet. 54)
Ve onların günahlarını şöyle açıkladı:
«Sizler kadınları bırakıp kör ihtiraslarınızı uyuşturmak için erkeklere mi yanaşıyorsunuz! Siz gerçekten kapkara ruhlu, câhil kimselersiniz.» (Nemi sûresi, âyet. 55)
Lût’un yılışık halkı onun bu sözlerini cevapsız bırakmadılar.
Hazret-i Lût’a cevap verdiler. Kur’an-ı Kerîm şöyle buyurur:
«O zaman kavminin cevabı şu oldu:
— Lût ailesini kasabamızdan çıkaralım. Bunlar kendilerini temize çıkaran bir takım insanlardır.» (Nemi sûresi, âyet: 56)
Ve Sedum halkı Hz. Lût’a:
— Ey Lût! dediler. Sen bu iddianda haklı isen Rabbi’nden bize azap göstermesini iste.. Allah’ın azabını getir bize!
Lût peygamber o zaman Cenâb-ı Allah’a ellerini açtı. Yalvaran bir sesle:
— Bana nusret eyle, bana yardımcı ol Yarabbi! dedi.
Hak Teâlâ, elbette elçisine yardım edecek ve bu asi kavme cezasını verecekti. Çünkü, Allah elçisinin bütün öğütlerine, onları doğru yola götürmesi için bütün uğraşmalarına rağmen onlar azgınlıklarını hiç de geri bırakmamışlardı.Yüce Allah da Lût’a yardım etmek ve o asi kavmi yok etmek için yolunda ilk önce üç meleğini onlara gönderdi. Bu melekler Cebrail, Mikâil, İsrafil (A.S.)’lar idiler.