Allahü Teala’nm kullarına bahşettiği sayısız lütuflarından biri de Cuma günüdür. Cuma’yı diğer günlerden ayıran en önemli özellik, o günde cemaat halinde Cuma namazının kılınmasıdır. Nitekim Allahü Teala bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman etmiş olan kimseler! Cuma günü o (Cuma) namaz(ı) için (ezan okunularak) çağrıda bulunulduğu zaman, hemen Allah’ın zikri (olan Cuma namazının ikamesine koşun ve alışveriş (gibi tüm muameleler)i bırakın! İşte size! Bu (alışverişin geçici kârından) sizin için daha hayırlıdır! Eğer (kalıcı olan hayır ve şerri) bilmekte bulunmuş olduysanız (sonsuz ticareti tercih edersiniz)
Artık o namaz bitirildiği zaman, hemen yer(yüzün)de dağılın, Allah’ın fazlından (kârınızı) arayın ve Allah’ı (anmayı sadece namaza tahsis etmeyip, tüm hallerinizde O’nu) çokça zikredin, tâ ki siz (iki cihan saadetine kavuşarak) felah (ve kurtuluş)a erişebilesiniz!”
Bu ayeti kerime, Cuma vaktinin Cuma namazı kendilerine farz olanlar için bir ibadet zamanı olduğuna işaret etmektedir. Bu ayete kulak veren müminler, yüce Allah’ın bu çağrısına uyarak her türlü dünyevî meşgaleyi bir tarafa bırakıp Cuma namazına koşarlar. Camide hayatlarına yön verecek nasihatleri dinler, birlik ve beraberlik içersinde Allahü Teala’dan af ve rahmet dilerler.