Çok Evliliğin Bireysel Zaruretleri

    Erkeği, çok evliliğe iten birçok durum söz konusudur. Bunların bazılarını şöylece belirtebiliriz:
1. Erkek çocuk istediği halde karısının kısırlık veya hastalık nedeni ile çocuk doğuramaması.
Çocuk sahibi olmayı istemek, insanın tabiatının gereğidir. Bu bakımdan, hiç kimse bunu gözardı edemez. Böyle bir durumda erkeğin önünde iki seçenek vardır:
a) Karısını boşayıp yeniden evlenmek,
b) Karısını boşamayıp, onun üzerine kuma getirmek.
Şimdi, erkeğin karısını boşaması mı, yoksa üzerine kuma getirmesi mi daha iyi? Elbette ki hem erkek ahlâkı ve mertliği açısından, hem de kadının iyiliği açısından, kuma getirmesi daha iyi ve onurludur. Tecrübeyle de sabittir ki böyle durumlarda, kadın, boşanmaktansa üzerine kuma getirilmesini tercih etmektedir. Zira boşanması halinde, kadının durumu daha kötü olacaktır. Belki de -kısırlığı veya hastalığı sebebiyle- bir daha evlenemeyecektir. Yuvasız, himayesiz kalacak, bu nedenle de kötü yollara düşecektir. Oysa boşanmayıp da kocasının evinde kaldığında, ikinci hanıma tanınan tüm haklar ve nafaka onun için de ge- çerlıdir. O yine onurlu bir eş olmayı sürdürecektir.
2. Kadının müzmin, bulaşıcı yahut tiksinti verici bir hastalığa yakalanması ve kocanın onunla cinsî münasebet kurmasının mümkün olmaması.
Bu durumda da kocanın önünde iki yol vardır: Ya karısını boşamak, veya ikinci bir eş almak.
Karısını boşaması, ne sadakata, ne fedakârlığa, ne erkekliğe, ne de ahlâka uygundur. Ayrıca boşamak, kadın için de çok kötü sonuçlar doğurur; onun perişan olmasına, horlanmasına sebep olur. Öyleyse bu durumda da erkeğin karısını boşamadan ikinci bir eş alması en uygun yoldur. Böylece kadının bakımı, tedavisi kocası tarafından karşılanır.