Çocuklarınıza Abdest Almayı Öğretin

By | 9 Nisan 2015

cocuklariniza-abdest-almayi-ogretin   Sabahleyin uykudan kalkıp okula giderken elimizi yüzümüzü yıkar da öyle gideriz. Misafirliğe veya büyük birisinin yanma giderken de temizlenir gideriz. Namaz kılacağımız zaman da, temiz olmamız gerekir. İşte abdest almak bu demektir. Allah’ın karşısına çıkarken temizlenmek demektir. Abdest almak, temizliktir, namaza hazırlıktır. Abdest, insanın dışını temizler, içini de ferahlatır.
Peygamberimiz çok temiz bir insandı, her zaman abdestli olurdu.
Abdestsiz namaz kılınmaz. Abdestsiz camiye gidilmez.
Ebıı Hüreyre (r.a.) şöyle dedi:
Rasıılullah’ı (s.a.s.):
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın“ buyururken işittim.
Başka bir rivayette Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle demiştir:
Ben dostum Rasûlullah’ı (s.a.s.) şöyle buyururken işittim:
“Müminin nuru ve beyazlığı, abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır .”
Osman b. Affan’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Kim güzelce abdest alırsa, o kimsenin günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün vücudundan çıkar.”
Osman b. Aflfan (r.a.) şöyle dedi:
Rasûlullah’ı (s.a.s.) benim şu abdestime benzer şekilde abdest alırken gördüm. Sonra da şöyle buyurdu:
“Bir kimse bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları bağışlanır. Onun namazı ve mescide kadar yürümesi de fazladan kazanç sayılır. “
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Müslüman -veya mümin- bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah, abdest suyu -veya suyun son damlası- ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile ayaklarından çıkar. Neticede o mümin kul günahlardan temizlenmiş olur. “
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.s.) kabristana geldi ve:
“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız. Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashap:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, Allah’ın Rasûlü? dediler. Peygamber (s.a.s.):
“- Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular. Bunun üzerine ashap:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, Allah’ın Resûlü? dediler. Peygamberimiz:
“- Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbiler:
– Evet, tanır, Allah’ın Rasûlü, dediler. Peygamber (s.a.s.):
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler. Ben havzın başına onlardan önce varacağım“ buyurdu.