İnsanlık yaşamını üreme kanuna bağlayan ve biz insanları da dölleme ve döllenme yeteneği ile donatan Rabbimiz, Kur’ân-ı Kerîm’de çocukları ve torunları, verdiği şükranla karşılanması gereken nimetler olarak anmaktadır. Kader senaryosuyla belirlediği çocukların, sözlü ve fiilî duâ olan ilişki ile istenmesini emretmektedir. Örneğin ürün alınacak tarlaya benzettiği kadın eşlerimizle doğal döllenme dönemleri olan ay hali sonrasında ilişkiye girilmesini öğütlemektedir.
İncelendiğinde görüleceği üzere Kurânî sistem çocuk amaçlı evlilik üzerine oturtulmuştur. Bütün hayatı Kur’ân olan Allah’ın Resûlü, Kur’ân çizgisindeki genel nitelikli hadîsleriyle evliliğe teşvik buyurduğu gibi, çocuk sâhibi olmak amacıyla da evliliğe yönlendirmiştir.