Fıkıh terimi olarak oruç, imsak vaktinden iftar vaktine kadar, bir amaç uğruna ve bilinçli olarak, yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir. İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmanın bir amacı olmalı ve bu iş bilinçli olarak yapılmalıdır. Bu amaç ve bilinç, orucun Allah rızâsı için tutuluyor olmasıdır ki kısaca “niyet” tabiri ile anlatılır.
Bu amaç ve bilinç olmadığı zaman, meselâ imkân bulamadığı için veya perhiz, rejim, zindelik gibi başka amaçlar için bu üç şeyden (yeme, içme, cinsel ilişki) uzak durmak oruç olarak değer kazanmaz.
Oruç, Peygamberimiz’in hicretinden bir buçuk sene sonra Şaban ayının onuncu günü farz kılınmış olup, İslâm’ın beş şartından biridir. Peygamberimiz bu hususu:
“İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet (tanıklık) etmek; namaz kılmak, zekât vermek, gücü yetenler için Beytullah’ı ziyaret etmek (hac) ve Ramazan orucunu tutmak“ diyerek bildirmiştir
[1] Buhârî, Müslim