Ebu Hureyre radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz ki münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı ile sabah namazlarıdır. Fakat onlar, sabah ile yatsı namazlarında neler olduğunu bilseler emekleyerek bile olsa kesinlikle bu iki namaza gelirlerdi. İçimden öyle geçti ki; namaz için (kamet getirilmesini) emredeyim de kamet getirilsin, sonra bir adama emredeyim de cemaata namazı kıldırsın. Sonra yanlarında odun demetleri bulunan bazı adamları yanıma alarak namaza gelmeyen o gruba gideyim ve evlerini onların üzerine ateşle yakayım!”
(Buhârî, Ezân 34, Husumât 5, Ahkam 52; Müslim, Mesacid 252 (651); Ebu Dâvud, Salât 46 (548,
549); Tirmizî, Salât 48 (217); Nesâî, İmâme 49; İbn Mâce, Salat 18 (797), Mesâcîd 18 (797);
Ahmed b. Hanbel, 2/424)
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir:
“Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) namazların birisinde bazı kimseleri göremedi. Bunun üzerine Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
– ‘Doğrusu içimden öyle geçiyor ki, birisine (benim yerime) cemaate namaz kıldırmasını emredeyim, sonra o cemaati bırakıp namaza gelmeyen kimselere gideyim, onlar için bir çok odun demetleri yığdırayım, kendileri de içlerindeyken üzerlerine evlerini yakıversinler. Bu (cemaatten geri kalan) kimselerin herhangi birisi burada semiz etli bir kemik parçası bulacağını bilse doğrusu yatsı namazına gelirdi’ buyurdu.”