Bizim İstiğfarımızın da Tövbeye İhtiyacı Var

By | 21 Eylül 2014

hasema

 

Dua İle İlgili HadislerAnlatıldığına göre Râbia el-Adeviyye (rahimehullâh) şöyle demiştir: “Bizim istiğfarımız da ayrı bir istiğfara muhtaçtır. Yani kişi dili ile istiğfarda bulu­nurken günaha niyet ederse veya o günahlara olan eğilimi devam ederse, onun tövbesi yalancıların tövbesi gibi olur. Tabi, bu da tövbe sayılmaz. Ger­çek tövbe, dil ile istiğfar etmek ve kalben bir daha o günahlara dönmemeye niyet etmekle olur. Tövbesini bu şekilde yaptığında, her ne kadar günahları çok ve büyük olsa da Allah (celle celâiüh) o kulunu bağışlar. Çünkü Allah Teâlâ kullarına pek merhametlidir.”

 

Hikâye

Anlatıldığına göre geçmiş zamanlarda İsrailoğulları’nda bir hükümdar vardı. Kendisine ibadet ehli bir zattan bahsedildi. Hükümdar onu çağırttı, sa­rayında kalmasını ve özel sohbetine katılmasını istedi. Âbid ona,

–        Ey hükümdar! Söylediklerin güzel! Fakat bir gün evine, odana girsem ve beni cariyelerinle oynaşırken görsen ne yaparsın? diye sordu.

Hükümdar öfkelendi ve,

–        Ey fasık! Bana böyle bir şeyi yapmaya nasıl cüret edebilirsin ki? dedi. Bu­nun üzerine âbid hükümdara şöyle dedi:

–        Benim kerem ve ihsan sahibi bir Rabbim var. Şayet benden günde yet­miş defa günah sâdır olduğunu görse dahi bana öfkelenmez. Beni kapısından kovmaz, rızkından mahrum etmez. O’nun kapısından nasıl ayrılıp da henüz hatamı görmeden bana öfkelenen birinin kapısına sığınırım! Böyle biri acaba benim hatamı görse ne yapar! dedi ve saraydan çıkıp gitti.